Bir ilki yaşadık. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı. Recep Tayyip Erdoğan son hakkını kullanarak yeniden Cumhurbaşkanı seçildi. Seçim sonuçlarından MHP hariç, hiçbir parti memnun değil.
Reisin tekrar seçilmesi AK Parti'de sevinç çığlıklarının atılmasına vesile olmuştur. Partinin oyu ciddi düşüş yaşamıştır. Kılıçdaroğlu çok iyi bir oy almıştır. Lakin seçilmesine yetmemiştir. İYİ Partililer beklenenin gerisinde kalmıştır. Saadet, Gelecek ve DEVA milletvekili açısından kazançlı çıkmışlardır. Çalışmadılar denilirse bu teşkilatlara haksızlık olur. Yeniden Refah Partisi MHP'den sonra seçim sonuçlarından memnuniyet duyan ikinci partidir. Seçimin sonu özet olarak böyle teşekkül etti.
Recep Tayyip Erdoğan seçime son sekiz gün kala HDP üzerinden vura vura yüzde elliyi devirdi.
Ne oldu şimdi?
HDP meclise girmedi mi?
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde başkan yardımcılıklarından bir tanesi HDP'ye verilmeyecek mi?
Meclis komisyonlarına HDP'li konulmayacak mı? HDP bu ülkenin bir gerçeğidir. Ve bu ülkenin yarısı terörist değildir. Şimdi mecliste koridorlarda HDP ile birlikte olacaksınız. Seçimde çok haksız, tehlikeli söylemler yapıldı. HDP ve avenelerine terörist deyip de önümüzdeki günlerde bunlarla ama öyle ama böyle görüşme yapılırsa ve bu görüşmeleri normal karşılayanlar bence teröristtir. Hem de namussuz teröristtir. Bunun bir defa altını çizelim. Terörist konusu hassas bir konudur. Muhalefetin bunlara karşı söylemleri maalesef cılız kalmıştır.
Benim birçok canım, ciğerim Kılıçdaroğlu'na oy vermiştir. Hiçbirisi terörist değildir, sürtük hiç değildir. CHP süreci iyi yönetemedi. Kılıçdaroğlu bence olabildiğince en üst düzeyde çalıştı. Çok da güzel oy aldı. Kıl payı yetmedi. Şunun da altını çizmek gerekiyor. En kolay söylem, kaybedildiğinde; ‘oylarımızı çaldılar, sandığı kaçırdılar, torbaları değiştirdiler.’ Ey koca çınar CHP, kusura bakma hala ıslak imzaları toplayıp seçimi takip edemiyorsun. Adama sormazlar mı? Bir çaldılar, iki çaldılar. On beş seçimdir. Sen ne yapıyorsun? Her sandıktan bir ıslak imza tutanağını alıp genel merkeze ulaştıramıyor musun? İnsanlar gereksiz yere seçim kurulu önlerinde, çuval üstünde sabahlayarak helak oluyorlar. Islak imzalı mazbatayı al, bırak sandığı, torbayı nereye götürürlerse götürsünler. Akşam YSK verileriyle elindekini karşılaştırırsın. Çarpıklık varsa itirazını yaparsın. Kazanılan İstanbul seçimi böyle elde tutuldu.
Gelelim Beykoz'a. Seçimden önceki yazımda da belirtmiştim. AK Parti Beykoz İlçe Teşkilatı fevkaladenin fevkinde çalıştı. Böyle bir tempoyu kutlamak gerekiyor. Buna Belediye Başkanı ve kadrolarını da eklersek başarı kaçınılmaz oldu. Hele o miting, Beykoz Beykoz olalı böyle miting görmedi. Hele mitingin havadan görüntülerini izlerken bilmezsem İzmir mitingi zannederdim. Seçim sonuçları belli olunca AK Partililerin Beykoz ayağı kutlamaları ulusal basına kadar taştı. Hiç bu kadar böylesine Beykoz’da kutlama olmamıştı. Bunun nedeni, seçimi kaybetme endişesini her AK Partilinin taşıyor olasıydı. Onun için kutlamalar doruk yaptı.
CHP Beykoz'da çalışmadı denilirse emeğe saygısızlık olur. CHP'liler de çok çalıştılar. Ben biliyorum ama onlara da yazmıştım. Bu yöntemlerle bu kadar oluyor. Metot değiştirmek gerekiyor. Hep aynı yöntemlerle çalışarak farklı sonuçlar beklemek doğru değildir. Şimdi CHP'de kurultay süreci başladı. Mahallelerde delege, sonra ilçe kongresi, çoğu mahallede iki liste, ilçe kongrelerinde iki ya da üç adaylı liste ve kaçınılmaz son. Kırılmalar, dökülmeler, küskünlükler, 2024 AK Parti'ye on boy önde başlama avantajı. Zaten bundan sonra 2024’e ne kaldı? Yazılarımın çoğu buna yönelik olacak. Belediye Başkanının karnesi, muhtelif aday adaylarının değerlendirilmesi, Beykoz'un ve Beykozluların sorunlarını yazmaya devam edeceğiz.
Hiçbir partiye üyeliğim yok. Hiç kimseye mideden bağlı değilim. Hiç kimselerle suç ortaklığım yoktur. 23 yıldır kalemim hür ve cesurca yazdı ve yazmaya devam edecek.
