Kader GÜR
  • 07/04/2024 Son günceleme: 07/04/2024 03:58
  • 3.599

CHP’nin bile beklemediği bir sonuç elbette ki AK Parti camiasını düşünmeye sevk etti, CHP’yi de haklı olarak sevince boğdu.

31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde AK Parti çok ciddi bir darbe aldı… Yani benimde üyesi olduğum, içinde olmaktan onur duyduğum AK Parti’yi vatandaşımız fena silkeledi. İtirazım yok… Kazananlara hayırlı olsun. Ama ben bu seçimden de çok şey öğrendim.  Yıllar önce, dava diye peşinden koştuğumuz Milli Görüşçülerin AK Parti’de parayı görünce şekil ve yaşam tarzlarının değişmesini hep eleştirdim. Bu seçimde de yine Milli Görüş davasını Türk siyasetine taşıyan Yeniden Refahlıların potaya çok erken girdiklerini görmek beni endişelendirdi. AK Parti’nin oy kaybedip, CHP’nin yükselişinden büyük memnuniyet duymalarının Türk siyaseti ve yine dava şuuruyla peşlerinden sürükledikleri kesim adına düşündürücü olduğunu söylemem gerekiyor.

Daha önce söylediklerimiz arşivlerde duruyor. Bugün AK Parti’nin oy kaybı yaşamasına sebep olan konulara yönelik uyarılar defalarca yazıldı, çizildi. En son yazdığım yazıda Cumhur İttifakı Adayı Murat Aydın’ın seçimi en az 12-13 puan farkla alacağını yazdım. Bu veriler AK Parti’nin sırtından oldukça varlık sahibi olan anket şirketlerinin sonuçlarıydı. Bu yazımdan dolayı çok yoğun eleştiri bombardımanına tutuldum. Eleştiriler haklıdır. Başımın üstünde yerleri vardır.

Şunu tarihe not düşmek adına yazmam gerekiyor. Beykoz’da AK Parti seçimi 1340 oy farkla kaybetti. Beykoz’da 32 bin seçmenimiz sandığa gitmedi. Ben inanıyorum ki, Cumhur İttifakı’nın adayı Muhammed Hanefi Dilmaç olsaydı, ekonomik gerekçeleri öne sürerek AK Parti’ye ders verme gayesi ile sandığa gitmeyen seçmen sayısı daha az olur ve Hanefi Dilmaç bu seçiminin kazananı olurdu. Bunu Murat Aydın seçim kazanmayı hak etmediği anlamında söylemiyorum. Muhammed Hanefi Dilmaç’ın Beykoz halkıyla arasında duygusal bir bağ olduğunu ve bu duygusal bağın vicdanları harekete geçireceğine inandığım için söylüyorum.

Bunun yanında seçim öncesi başka uyarılarımda oldu. Mesela, İstanbul’da Erdoğan bir kez daha kandırılıyor mu?”, başlıklı yazımda İstanbul’da aynı adaylarla gidilmesi durumunda seçimin kaybedileceğini dile getirmiştim. Yine direkt olarak Murat Aydın’ı muhatap aldığım, Murat Aydın Beykoz’u Fatihlerden ibaret mi zannediyor başlıklı yazıyı da Murat Aydın’ın Beykoz’da adı Fatih olan üç arkadaşımızla yapmış olduğu özel bir toplantı sonrası yazmıştım. Ve bunun doğru olmadığını AK Parti’nin dar bir alana sıkıştırıldığı uyarısında bulunmuştum. Ama gel gör ki, bu yazılarımın ardından önüme anketleri koydular.

Daha önce yapmış olduğum her eleştiriye çözüm önerilerimi de sunmuştum. Şimdi önümüzdeki tabloyu eleştirirken, çözümünü de söylüyorum.

İstanbul’da seçimi kaybeden bütün belediye başkanlarını Recep Tayyip Erdoğan İlçe Başkanı olarak atamalı ve oluşturdukları tahribatı düzeltmek için onlara bir fırsat vermelidir. AK Parti’nin kaybettiği ilçelerde İlçe Başkanı olmak oldukça külfetli bir hale gelmiştir. Bu yükü taşıyabilecek en kudretli insanlar seçimi kazanamayan belediye başkanlarıdır. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi?

Murat Aydın seçimi kaybetti ve Beykoz’dan ayrılmayacağını söyledi. Çok güzel… Geçsin AK Parti İlçe Başkanı olsun. Bizde etrafında olalım, Hanefi Dilmaç’ı da tekrar geri döndürelim ve İlçe Başkan Yardımcısı olsun, Beykoz’u toparlayalım… 

Bu durum Beykoz Belediyesi’ni kazanan CHP’li aday Alaattin Köseler’in beş yıllık süre içinde muhtemelen başvuracağı “enkaz devraldım” söylemelerine yönelikte bir karşı hamle olacaktır.

Murat Aydın hem AK Parti İlçe Başkanı, hem de iddiaların muhatabı olarak Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in söylem ve iddialarına daha anlamlı cevaplar verebilecektir.

Bu uygulama sadece Beykoz’da değil, İstanbul’un kaybedilen bütün ilçelerinde yapılmalı ve durum değerlendirmesi sadece özeleştiri çerçevesinde geçiştirilmemelidir. Bedeli de ödenmelidir. Dava adamlığından bahsediyorsak, gereği budur.

Haydi, hep birlikte harekete geçelim…

Yazarın Yazıları