A. Raif ÖZTÜRK
  • 30/10/2023 Son günceleme: 30/10/2023 10:54
  • 3.095

Evet, dostlarım, bir nebze düşünelim bakalım; Filistinliler mi zavallı, yani ‘acınacak halde’ yoksa bizler mi daha zavallıyız? Bizlere, “İslâm ülkeleri Yöneticileri" de dâhildir.

Filistinliler 70 seneden beri, abluka ve işgal altında ve çeşitli aralıklarla İsrail’in Yahudi zâlimlerinin asker gücüyle, evleri-işyerleri yağmalanıp ellerinden alınıyor. Haklarını korumaya çalışanlar darp ediliyor, esir alınıyor veya öldürülüyorlar.

50 Yıl kadar önce fanatik Yahudi zalimlerinin Mescid-i Aksaya saldırmaları sonrası, Yahudi yöneticilerin o 24 saati, dehşetli tedirginliklerle geçirdikleri kendi itiraflarıdır. Çünkü o gece tüm İslâm Ülkelerinin en kutsal saydıkları ve ilk Kıbleleri olan Mescid-i Aksaya saldırılar nedeniyle, YEKVÜCUT olup İsrail’e hücum edeceklerini beklemişlerdi.

Oysa İslâm ülkeleri yöneticilerinin neredeyse tamamının, bu vahşî olaylara maalesef TİRENE bakar gibi izleyip, birkaç cılız kınamadan başka ses çıkarmamalarından cesaret alan zalimler, sonraki aylar ve yıllarda, dozaj arttırılarak saldırılara devam ettiler.

Buradan net olarak anlaşılan; o ilk saldırılarda İslâm ülkeleri yöneticileri,zalimlerin tir tir titredikleri tepkileri erkekçe gösterselerdi, bu zalimce ve vahşi gelişmeler asla devam edemeyecekti. Çünkü İsrail’in o günkü nüfusu sadece 1,5 MİLYON civarındayken, İslâm ülkelerinin nüfusu 1,5 MİLYAR civarındaydı.(Yani BİN katıydı.)

Bu nedenledir ki; 56 İslâm ülkeleri yöneticilerininçoğunluğu, bu gelişen olayların sorumluları olarak VEBAL ALTINDADIRLAR.Yani gerçek zavallılardır ve acınacak haldedirler. Allah cc indinde de bunun hesabını vermeyeceklerdir…

Özellikle bu ihmaller yüzünden Filistin halkı mağdur, mahzun, çaresizlikler içinde mücadeleler verirken ölenler ŞEHİT oldular ve sorgusuz sualsiz Cennetleri hak ettiler. Anne-baba vb. yakınlarına da şefaat haklarını kazandılar.

Kalanlar da mücadele ettikleri için, MÜCÂHİD unvanını kazanacaklar. Yaralananlarhem GÂZİ, hem de masum oldukları için, uhrevî mükâfatları çok yüksek olacak. 80-100 senelik Dünya hayatına mukabil, milyonlarca, hatta MİLYARLARCA da değil, SONSUZ, SINIRSIZ bir EBEDÎ hayatlarını kazandılar…

Peki, ya bizlerin durumu nasıldır?

Bu zulümleri çaresizlikler içinde ve yürekleri parçalanarak izleyenler ve o kardeşlerine yardıma gönüllü olarak koşmak için çırpınanlar, uluslararası prosedürleri aşamadıkları için, gidemeseler de, bu niyetleriyle MÜCÂHİD sevaplarına nail olacaklar. 8./74. Ayetin müjdelerine kavuşacaklardır.

Müslüman olup bu vahşetleri izlerken kılları bile kıpırdamadan izleyenler ise Yüce Peygamberimizin SAV şu; "Kim cihad etmeden ve cihada niyet de etmeden ölürse, nifaktan (münafıklıktan) bir şûbe üzerine ölmüş olur" (Mesâbîhü's-Sünne)...Tehdidine toslayabilirler endişesi vardır. Zalimlere müsamaha edenlerin akıbetleri vahimdir. 11/113.

Sulh içinde yaşayan bizler, acaba bugünkü ahvalimizle ne durumdayız?

Zalimlere karşı tedbir alıyor muyuz? Şu Fani ve SINAV YERİ olan dünya hayatındaki görevlerimizi, bilinçli bir şekilde ve hakkıyla yerine getiriyor muyuz? Yüce Rabbimizin Namaz, Oruç, Zekât, Cihad, Örtünme vs. EMİRLERİNE ve içki, kumar, zina, yalan, faiz, vs. YASAKLARINA ne derece itaat ediyoruz?

Bu sorulara, anlımız ak olarak cevap verebiliyorsak ne âlâ.

Yok, eğer başımız öne eğiyorsak veya hiç umursamıyorsak, VÂYYbizim hâlimize!

80-100 Senelik şu FÂNÎ dünya hayatımızda dünyanın en varlıklı ve unvanlı kişileri bile olsak; BİNLERCE SENE sürecek olan BERZAH (yani; Kabir, Haşir, Kıyamet, Sırat, Mahkeme-i Kübra) hayatımızı ve SONSUZ Ahret hayatımızı kaybettikten sonra, neye yarar ki?

100 Sene önceki hayatları gösteren sinemalar ve videolar olduğu gibi, 100 sene sonrasını gösteren videolar olsaydı, Dünya sınavını kazanamayanların ahvallerini gördükçe, o kaybedenler ne kadar ZAVALLI ve acınacak halde olduklarını bizzat göreceklerdi.

İşte Fâtır S. 36-37. Ayetler: İnkâr eden zalimler için Cehennem azabı vardır. Orada canları alınmaz ki ölsünler. Azapları da hafifletilmez. İşte biz her nankörü böyle cezalandırırız.Onlar şöyle feryat ederler: “Ey Ulu Rabbimiz! Ne olur, çıkar bizi buradan, dünyaya geri gönder, yaptıklarımızdan farklı, güzel ve makbul işler yapalım!” Allah şöyle buyurur: “Biz, size, düşünüp ibret alacak, gerçekleri görerek düşüneceğiniz kadar bir ömür vermedik mi? Hem size peygamber de gönderdik. Öyleyse tadın azabı! Zalimlerin yardımcısı yoktur!”

Gerçek zavallıları ve acınacak halde olanları haber veren, benzeri birçok ayetler var.

ÇOK ÖNEMLİ BİR OLAY: Terzinin biri ünlü bir İslâm Âlimine; “Ben o zalimlere elbise dikiyorum. Acaba ben de “zalimlere yardım edenlerden miyim?" diye sormuş. O zat; “Hayır, sen zalimlere yardım edenlerden değilsin. Sana İĞNE yapan kişi, zalimlere yardım edenlerden olur. Sen ise bizzat ZÂLİM olmuşsun.” (Kasas 17. Büyük tefsir Âlusî.)

Böylece; Zalimlerin ürünlerine deSÜRESİZ BOYKOT”ŞART OLDU… Vesselâm.

Yazarın Yazıları