Beykoz, Küçüksu’dan başlayarak, Anadolukavağı, Riva, Polenezköy ve Cumhuriyetköy gibi beldeleriyle hakikaten Boğaz’ın eşsiz bir bölgesi.
Şimdi lüferin bol olduğu zamanlarda, Kanlıca İskelesi’nden Körfez’e kadar yüzlerce motor lüfer tutuyor. Taze lüferleri Kanlıca’daki balık restoranında yiyebiliyorsunuz. Beykoz deyince özellikle Polenezköy ve Cumhuriyetköy’deki düğün mekanları akla geliyor. Şimdi Körfez’de de bir düğün mekanı açıldı. Buralara gelenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Ekonomik olarak da kültür, gastronomi gibi alanlarda Beykoz ön sıralarda yer alıyor.
Beykoz’un istihdam konusunda yeni yatırımlara ihtiyacı var
Beykoz sahili de çok güzelleşti. Belediyenin yenileyerek açtığı Gümüşsuyu Restoran’da yemekler ve servis her açıdan çok başarılı. Bu güzelliklere rağmen Beykoz maalesef iş sahası açısından çok kötü bir durumda. Eski kundura, rakı ve cam fabrikalarının yerleri dolmadı. Her ne kadar Kundura Fabrikası’nda bazı diziler çekilse de bu Beykoz için yeni bir istihdam yaratmıyor. Beykoz sahilinden Paşabahçe’ye kadar doğru dürüst restoran yok. Çubuklu’ya kadar da uzatırsak, aynı şeyi söyleyebiliriz. Kanlıca’da birkaç mekan var ama Boğaz’ın incisi Beykoz’un tek göze çarpan mekanı Lacivert. Lacivert sadece yemek açısıdan değil, gelenleri görsel açıdan da doyuruyor.
Kanlıca göz kamaştırıyor
Beykoz’un en gözde mahallesi muhakkak ki Kanlıca. Kanlıca geçtiğimiz hafta 6 restoranıyla “Gurme Magazin’de” yer aldı. Bu mekanlara gelenler memnun. Tarihi İsmailağa Restoranı’ndan başlayarak, diğer restoranlara da gidenler memnun olarak ayrılıyorlar. Boğaz’ın incisi olan Beykoz’un da incisi kesinlikle benim de oturduğum Kanlıca Köyü!
