Ekrem TUNCER
  • 14/05/2022 Son günceleme: 14/05/2022 19:44
  • 5.563

Son yıllarda ünlülerin boşanma haberlerinde Beykoz Adliyesinin ismini sıkça fark eder olduk.

İstanbul’un devasa nüfus yapısı, diğer kamu hizmetlerine olan talebi artırdığı gibi adli işlemlere de büyük oranda etki etmiştir. Beykoz ilçemiz nüfusa orantılı olarak daha sakin olduğundan haliyle adli işlemlere olan talepte diğer ilçelere göre daha az olmaktadır. Anlaşılan bir an önce boşanmak isteyen ünlülerimiz Beykoz’da ikamet etsinler veya etmesinler boşanma davalarını genel olarak Beykoz Adliyesinde gördürmektedirler. Her çiftin evlenmeye hakkı olduğu gibi ayrılmaya da hakkı vardır. Boşanmak isteyen birinin bunun bir an önce gerçekleşmesi için daha sakin olan Beykoz Adliyesini veya diğer sakin adliyeleri tercih etmesi de doğaldır. Buraya kadar bir sorun yok. Sorun olan şu ki, normal bir vatandaş Beykoz Adliyesinden hizmet alabilmek için aracıyla geldiyse önce aracına park yeri arayacak, sonra yeri geldiğinde sıraya girip pantolon kemerinden tutun da kolunda ki saate kadar çıkararak güvenlik tedbirlerine uyarak adliyeye doğru yol alacaktır. Ki bu güvenlik tedbirleri de yapılması gereken bir uygulamadır. Fakat hem görsel medyadan hem de yazılı medyadan gördüğümüz üzere ünlülerin şahsi araçları bile adliye kapısı önünde beklemektedir. Yani ünsüz vatandaşların araçlarının giremediği adliye bahçesine kadar girmektedir. Biraz daha anlaşılır yazayım; adliye otoparkına değil, adliye bahçesine… Neredeyse mahkemenin kapısının ağzına kadar özel şoförlü araçlarını sokabilmekteler. Bu duruma koruma kararı olan ünlüler için yapılan bir uygulama desek; o da havada kalır. Çünkü benim bizatihi koruma kararı olmayan, sosyal medya fenomenlerinin bile bu şekilde ayrıcalıklı muameleye tabi tutulduğuna şahitlik etmişliğim var. Bu görüntüleri izleyince haliyle şu soruları sormadan edemiyorum: Sıradan bir vatandaş, sıkı arama tedbirlerinden geçirilerek içeri alınırken bu ‘ünlü’ dediklerimize niye aynı rutin muamele yapılmıyor? Ünlü vatandaşların, ünsüz vatandaşlardan ne farkı varda adliye kapısına kadar araçlarını sokabiliyorlar? Bizim bilmediğimiz bazı yasalarda, ünlü vatandaşlara; resmî işlemlerinde, devlet protokolü uygulanır gibi bir madde falan mı var? Sonra kalkıp; Bülent Ersoy’a şemsiye tutan komutanı açığa alıyorsunuz. O komutana yazık değil mi? Beykoz adliyesindeki vip boşanmalar, bu şemsiye olayından daha vahim değil mi? Adalet dağıtılan yerlerde, adaletsizlik yapılmasından daha çelişkili bir durum ne olabilir ki? Adalet aramak için gittiğimiz Beykoz Adliyesi önündeki bu durum adalete sığıyor mu? Ben sordum. Yetkilisi kimse cevaplasın. Vesselam…

Yazarın Yazıları