Kader GÜR
  • 13/06/2023 Son günceleme: 13/06/2023 11:20
  • 4.909

14 Ağustos 2001’den beri yaşadığımız süreçte çok şey öğrendiğimizi düşünürdüm her zaman.

Ama gel gör ki, 14 – 28 Mayıs Seçim sürecinde öğrendiklerimizi unuttuk. Şaşkınlık içinde muhalefet üzerinden hesap peşinde olan yaratıkların iğrençlikleri karşısında bozguna uğradık resmen.

Kötü bir final yapma korkusu üstümüze ağır bir yük yükledi. Hatta o kadar ki, olabildiğince muhafaza etmeye çalıştığımız halis niyetlerimizi bile yaşadığımız puştluklar karşısında sorgulamaya başladık. Acaba çok mu iyi niyetliyiz diye?

AK Parti içinde her türlü entrikayı yapanların başka partilerde sütten çıkmış ak kaşık gibi politika yapmaları midemizi bulandırdı. Dost diye kendi ellerimizle beslediklerimizi hayretle ve ibretle izleyerek zamanı öldürme gafletine düşmüştük ki, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın azmi, gayreti, şevki ve asaletli duruşuyla kendimize geldik. Cumhur İttifakı’nın diğer bileşenleri de moralimizi düzelterek, neden kazanmamız gerektiğine yönelik inancımızın güçlenmesine büyük katkı sağladı.

Hepimiz tam bağımsız, büyük Türkiye yolunda canla başla mücadele ettik.   

1994 yılında Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte çıkmış olduğumuz yolu 2023 yılında hala yürüyor olmamız elbette ki paha biçilemez bir değer kazandı. Ama itiraf etmek gerekir ki, iki turlu 2023 Mayıs Seçimleri bizi gerçekten çok yordu… Recep Tayyip Erdoğan süreci dönüştürmeye çalışırken, hani insanın zor anında hayati film şeridi gibi gözünün önünden geçer ya aynen öyle, bu seçim sürecinde AK Parti içinde yaşadıklarımız film şeridi gibi gözümüzün önünden geçmedi desem yalan olur. Yaptığımız yanlışları, göz yummak zorunda bırakıldığımız olumsuzlukları tek tek düşündüm. Gerçekten zorlu meşakkatli, hepsinden önemlisi riskli bir yoldu yürüdüğümüz.

Biz Anadolu insanları risk almadan hiç bir şeyin üstesinden gelinemeyeceğini biliyorduk ki, onun için 2002 yılında iki bucuk yıl göz nuru dökerek yazdığım “Esaretten Zirveye – Recep Tayyip Erdoğan” isimli kitabımla yola çıkmıştım.

Aslında o kitap gözümüzün ne kadar karardığını ve mücadele azmimizin büyüklüğünü göstermek için yeterliydi. O dönemde risk alarak yazdığım kitabı ben, “her baba yiğidin harcı değil” diye yorumlarken, kimileri de “cahil cesareti” olarak değerlendirmişti. Oysa ben cahil değil, 28 Şubat dönemini bizzat yaşayan ve bedel ödeyen bir insan olarak 30 yaşındaydım o zaman.

Yani 14 Ağustos 2001 yılından beri girmiş olduğumuz her seçimde karşımızdakilerin, Recep Tayyip Erdoğan’ı devirerek Anadolu iktidarını bitirme mücadelesi verdiklerini gördüm. Nitekim CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da bunu itiraf ederek, Recep Tayyip Erdoğan için “kırsal kesimden aldığı oylarla seçimi kazandı” dedi.

Biz, AK Parti’nin ideoloji partisi değil, hizmet odaklı bir Anadolu partisi olduğu gerçeğinden hiç kopmadık… Onun içindir ki, Recep Tayyip Erdoğan yıllarca kitleleri arkasından sürükleyerek ülkemizi bu günlere getirdi. Ben de hem kendi cenahım içinde varlık mücadelesi verirken, bir yandan da Erdoğan’ı ve AK Partiyi aşağıya çekmeye çalışanlarla mücadele etmeye çalıştım. Yani demem o ki, Recep Tayyip Erdoğan ile başladığımız zorlu yolu hiç mağlup olmadan sona yaklaştırdık. Mevcut Anayasamıza göre Erdoğan bir daha aday olamıyor. Yani bu son seçimiydi. Seçim, hem sonuçları itibariyle üstümden büyük bir stresi kaldırırken, hem de yıllar önce çıkmış olduğumuz yolu istikrarlı bir şekilde sürdürebilmiş olmanın onurunu yaşattı bana. Ne çocuklarıma ne de eşime dostuma mahcup olmadım çok şükür.

Bizim nesil Türk siyaset tarihinde görülmemiş bir başarıya imza attı. Her şeye rağmen Milli İradeye sahip çıkarak sürecini büyük oranda tamamladı. İnşallah, gençlerimizde tozpembe hayallerden arınarak, Anadolu iktidarının izinde memleketlerine bundan sonra sahip çıkacaklar diye ümit ediyoruz.

Ben 2024 yılında yapılacak yerel seçimlerle birlikte bu siyasi stresten artık çıkmak istiyorum. Çünkü iddialarınızdan kopmadan her şeye rağmen istikrarlı bir şekilde yolunuza gitmeniz durumunda başarının kaçınılmaz olduğunu yeterince örneklediğimize inanıyorum.

Neden 2024 Yerel Seçimleri?

Beykoz’da da, Erdoğan’ın liderliğinde, Muharrem Ergül ile başlayıp, bugün Murat Aydın ile devam eden bir süreci yaşıyoruz. İnanıyorum ki, benim partimin belediye başkanlarını benim kadar muhalefet partileri eleştirememiştir.  Beykoz gerçekten AK Parti döneminde Türkiye Yüzyılına ayak uydurmaya namzet bir gelişmişliği yakaladı. Beykoz’da bundan önce olduğundan daha fazla hak, hukuk, adalete önem verilir, halkın fedakarlığı heba edilmeden Beykoz’un gelişimine entegre edilebilirse AK Parti dönemi Beykoz’un altın çağı olarak yorumlanabilir.

Önümüzdeki 5 yılı Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan’a yüzde 54,50, AK Parti’ye yüzde 40 oy veren Beykoz çok iyi değerlendirmeli, Recep Tayyip Erdoğan’ın samimi yönetiminden olabildiğince çok pay almalıdır.

Eskiden yerel yöneticiler Beykoz’a bir şey yaptırmak için Ankara’nın kapısında yatardı. Şimdi ise anında çözüm üretiliyor. İşte size verilebilecek birçok örnekten bazıları; Recep Tayyip Erdoğan bir telefonla Küçüksu Mesire Alanını eski günlerine geri döndürdü.  Bir telefonla Kavacık Sağlık Ocağı inşaatı başladı. Bir telefonla Tokatköy Kentsel Dönüşüm çalışmaları fiiliyata kavuştu. Kamuoyunun talepleri doğrultusunda yeni Beykoz Hastanesi hızlı bir şekilde projelendirildi.

2024 yılında yapılacak olan yerel seçimlere doğru Beykoz’un bütün sorunları en ince detayına kadar analiz edilmeli, bütün sivil toplum örgütleri, dernekler, vakıflar bu doğrultuda çalışma yapmalıdır. 2024 yılında seçilecek olan Belediye Başkanımız bütün bu sorunları seçim beyannamesine almalı, STK’larımızda hiçbir şahsı menfaat gözetmeden bunun takipçisi olmalıdır. Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi 2024 yılında yapılacak yerel seçimlere ilişkin AK Partinin elini güçlendirmiştir. Haliyle Beykoz’da bu durum daha belirgindir. Onun içindir ki, AK Parti adayının 2024 Beykoz Yerel Seçimlerinde favori olacağı kesindir.

Depremden sonra henüz kentleşmesini tamamlayamamış olan Beykoz daha bir önem kazanmış, dolayısıyla daha önce bölgede gerekli yatırımları yapan kapitalizminde iştahını kabartmıştır.

Bu durumun ortaya çıkarabileceği hak, hukuk ve adaletsizliği 2024 yılında seçilecek olan Beykoz Belediye Başkanı önleyebildiği oranda başarılı olacak ve Beykoz halkının gönlünde kalıcı bir yer edinebilecektir.

2024 yılında Beykoz için son düzlülüğü koşmaya başlayacak olan belediye başkanın yolunun Türkiye’nin yeni liderine çıkacağı da unutulmamalıdır.

Milletimiz ve devletimiz var olsun…

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz