Türkiye ekonomisi hakkında, biraz gerilere giderek bir araştırma yapalım dedim. Bir bakalım neler olmuş ne günler görmüş bu millet ve bu ülke!
1923’den 2002 yılına kadar 230 milyar dolar G.S. Milli hâsıla üreten bir Türkiye!
Bu rakam 2002’den 2014 yılı sonuna kadar ise 230 milyar dolardan 900 milyar dolara çıkmıştır.
1923’den 2002 yılına kadar 79 yıllık süreç de Faiz lobisine 2,7 trilyon dolar haraç veren bir millet, terör ve kan lobisine ise 1,2 trilyon dolar haraç vermiştir.
İşte asıl mesele budur. Peki, 2002’den sonraki süreç nasıl işliyor? Faiz ve kan lobisi ben bu haracı bu milletten alırım diyor. Erdoğan’da geçti o günler, ben kefenimle bu davaya baş koydum gerekirse ölürüm milleti size soydurmam diyor!
Faiz ve kan lobisi ile Erdoğan’ın savaşında Türkiye 13 yıllık süreçde belirli kazançlar sağladı. Yüzlerce milyar dolar faiz ve kan lobisine haraç vermekten kurtuldu.
Belkide, Türkiye yüzlerce milyar dolar kazandıysa nerede bu paralar diyenler olabilir.
Hemen söyleyeyim. Bu paralar; Emekliyi maaş kuyruğundan, öğrenciyi kitap kuyruğundan, hastayı hastane ve ilaç kuyruğundan kurtardı. O günleri yaşamayan bilmez tabi.
Asıl önemli olan ise: Devletimizi de IMF kapılarından kurtardı!
Devlet Başkanımız Erdoğan; Bu topraklar da barış olsun, kardeşlik olsun, huzur olsun, Türkiye büyüsün, millet kazansın derken, Emperyaller, Siyonistler, Haçlı bozmaları, masa başına geçerek, Askerimiz, Milletimiz, Devletimiz üzerine planlarını kurguluyorlardı. Bunları da CHP – HDP – MHP’yi kullanarak amaçlarına bir şekilde ulaşmak istiyorlardı.
Batı’nın oyunu olan, Suriye’de Esad’la, Türkiye’yi savaştırma planlarını gören Erdoğan ve dava arkadaşları, MİT’ten gelen istihbarat doğrultusunda bir gecede Suriye topraklarında bulunan Atamız; Süleyman Şah Türbesi’ni Silahlı Kuvvetlerimizin yaptığı, etkili ve güvenli bir operasyonuyla, tehlikeli bölgeden güvenli bölgeye nakledip, Bayrağımızı dikiyor.
Dolayısıyla da tahriklerden ve olası bir türbe saldırısından, askerimizin can güvenliği sağlanarak, Türkiye’nin bu anlamda olası bir savaşın parçası olması engellenmiş oldu.
Muhalefet ise bunu vatan toprağının satılması olarak algılıyor ve seçmenine bu yalan ile kara propaganda yaparak, AK Parti ve Hükümetin üzerine böyle bir yaftayı yapıştırmak istiyorlar.
Evet, gerçekten Vatan Topraklarımızı satan hainler olmuştur!
Tekrar bir geçmişin sayfalarını karıştıralım bakalım. Lozan’da ellerinde 5 milyon Km kare, toprak olan heyet kafalarındaki Fes ile Lozan’a giderek, Suriye’yi, Mısır’ı, Irak’ı, Ege adalarını, Batı Trakya’yı, Kıbrıs’ı, Azerbaycan’ı, İngilizlere satmış Fes’i atıp Kemal Sunal deyimiyle; Dengeli Fötr takarak geri dönmüşlerdir. Hatta ve hatta!
Çanakkale’de Emperyalistin geçemediği uğruna 250 bin şehit verdiğimiz ‘‘Arıburnu’nu’’ bile Lozan’da satmışlar. Belki inanmayan Ulusalcılar, Kemalistler sözde Milliyetçiler olabilir. Zira Lozan antlaşmasının 129. maddesini açıp okuduklarında; ‘‘Arıburnu’nda, Türk Askeri ve Türk silahı bulunamaz, herhangi bir yapıyı, binayı Türkler yapamaz maddesini görürler!’’
Belki Ulusalcılar, Milliyetçiler Kemalist geçinenler 1939 yılında Macaristan’daki toprağımızı da kendi zihniyetlerinin sattığını ve Bayrağımızı Macar topraklarından indirdiğini bilmezler!
Milliyetçiler ise 1975 yılında İktidar oldukları dönemde Caber Kalesinde bulunan Süleyman Şah Türbesini Kara Kozak Köyüne getirdiklerini bilmezler, aslında çok iyi biliyorlar da işlerine gelmez. Fakat şimdi bu konuyla ilgili hükümete çamur atmaya kalkarlar.
Şimdi yazımın ilk satırlarında belirttiğim gibi soralım bakalım: 79 yılda 230 milyar dolar Milli Hâsıla üreten, bu miktarı üretirken faiz ve kan lobisine 3,9 trilyon dolar peşkeş çekenler mi! Vatan haini?
Lozan’a 5 milyon Km kare ile gidip 780 bin Km kare ile dönenler mi! Vatan haini?
Yoksa; Vatandaşlarımızı hastane ve ilaç kuyruklarından, öğrencileri kitap kuyruğundan, Ülkemizi İMF kapılarında para dilenmekten kurtaran ve şimdi İMF’ ye borç verebilen ülke konumuna getiren ve Ülkeyi metro ağları ile donatan AK Parti iktidarımı! Vatan haini?
