Prof. Dr. Faruk ŞEN
  • 23/01/2016 Son günceleme: 23/01/2016 14:50
  • 5.497

Sultan Ahmet’te IŞİD’in yaptığı eylem hakikaten korkunç bir olay. Hedef olarak büyük olasılıkla Alman turistler seçiliyor ve Alman turistler dolaşırken eylem gerçekleştiriliyor.

Kış aylarında İstanbul’a özellikle Alman, Japon ve Yunan turistler gelir. Diğer ülkelerden bu aylarda fazla turist almayız. Bu saldırının saati ve Almanların dolaştığı zamanda olması, Rus turistlerden sonra Alman turistlerin de Türkiye’den ayaklarını kesmek için yapılan bir eylem olarak değerlendirebiliriz. Zira Türkiye’ye yılda 5 milyon Alman gelirken bunun 1,5 milyonu İstanbul’a geliyor. İstanbul’a gelen Almanlar daha üst gruba dâhil. Para bırakan daha elit Almanlardan oluşuyor. İstanbul’da 4 günde 900 Euro adam başına harcayan Almanlar, Antalya’ya gittiği zaman 2 hafta her şey dâhil 600-700 Euro’da kalıyorlar.

Türkiye’ye yönelik hedef artık hiçbir yerin güvenilir olmadığı mesajını vermekti. Ama polis sorumluları çok çabuk çözdü ve bir rahatlama getirtti.

Alman İç İşleri Bakanı’nın Türkiye’ye bakışı Olumlu

Diğer bir gelişme de Alman İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, İstanbul’a gelip açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalarda Alman turistlere “Türkiye’ye gidebilirsiniz. Böyle eylemler İstanbul’a gitmekten sizi alıkoymasın” dedi. Bu önemli ve akılcı bir çıkış. Düşünün; Madrid’de, Londra’da, Paris’te olan terör saldırılarından sonra insanlar bu kentlere gitmekten vazgeçmediler. Hatta Paris’e gidişler bu yılın başında daha da artmış görünüyor. İnsanlar kuru gürültüye pabuç bırakmamalılar Bizim de görevimiz ülkemize gelen turistlere tam anlamıyla sahip çıkmak ve onları korumak olmalıdır.

Alman basını bu günlerde Türkiye ile yatıp Türkiye ile kalkıyor. Sol Parti ve Yeşiller her geçen gün Türkiye’ye olan saldırılarını arttırıp, politik olarak Türkiye’yi vururken, Sosyal Demokratlar daha ılımlı bir hafa içerisinde. Hristiyan Demokrat İçişleri Bakanı’nın açıklaması, Angela Merkel’in bu konuda sağduyulu tutumu önemli.

Eskiden Türk ve Türkiye karşıtı olarak tanınan Angela Merkel’in, mülteciler konusunda Türkiye’ye yaptığı ziyaret ve Antalya’daki G20 konferansından sonra artık Türkiye’nin Alman Parlamentosu’nda ciddi bir savunucusu olmuş durumda. Almanya’nın Türkiye’ye ve Türkiye’nin de Almanya’ya ihtiyacı var. Doğalgazı bir kenara bırakırsak Almanya, ihracatımızda da ithalatımızda da birinci sırayı alıyor. Her yıl 5 milyonun üzerinde Alman turist Türkiye’ye geliyor ve 3 milyon 100 bin Türk göçmen de Almanya’da yaşıyor. İki ülke ciddi bir şekilde iç içe girmiş durumda. Almanya ve Türkiye sınırdaş olmuş olsalardı herhalde bir konfederasyon bile kurabilirlerdi.

Bu gelişmeler doğrultusunda her ne kadar Alman tur operatörleri Türkiye’ye gitmek istemeyenlerin rezervasyonlarını parasız iade etse de Alman Dış İşleri Bakanlığı’ndan Türkiye’ye gitmeyin uyarısı gelmemesi önemli.

Paris, Londra bir Alman için ne kadar güvenliyse İstanbul da bir Alman için o kadar güvenlidir. Bunu içimiz rahat olarak söyleyebiliriz. Artık terörden etkilenmeyen ülke ve şehir kalmadı. Her gün her yerde bu değişik terör organizasyonlarının saldırılarını görüyoruz. Bu günlük yaşamımızı değiştirmemeli. Teröristlerden korkup kararlarımızı vermemeliyiz. Ülkeler için de en önemlisi sadece gelen ziyaretçileri değil kendi vatandaşlarını da iyi korumak. İstanbul’da yaşayan 15 milyon kişi de polisten ve mitten ciddi bir şekilde sağduyulu koruma bekliyor. Kapımızın açık olması, Suriyelilerin elini kolunu sallayarak ülkemize gelmesi bu durumumuz sorunlarını arttırıyor. Buna da herhalde en kısa sürede çare bulunacak ve sınırlar daha güvenilir hale getirilecektir.

Yazarın Yazıları