CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Beykoz'a gelerek, özel arazi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Birkaç gün önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından askıya çıkarılan, Elmalı'da bulunan Özel Orman Arazisi'yle ilgili olarak basın açıklaması yapmak üzere CHP Genel Başkan Yardımcısı ve CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin Beykoz'a geldi.
CHP Beykoz İlçe Başkanı Şevket Arıkan'ın ve CHP'li Beykoz Belediye Meclis Üyeleri'nin yanı sıra bir grup partilinin de takip ettiği açıklamalarda Gürsel Tekin, 1/100.000 planlarının ilan edildiği günlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın yaptığı bir açıklamaya dikkat çekerek, "Bu planı bize tanıtırken, aynen şu cümleleri kullandınız: 'Bu İstanbul'un Anayasasıdır!' dediniz... 'İstanbul'un Anayasası bizim namusumuzdur!' dediniz... Sayın Topbaş! Size, 'Namusunuza sahip çıkın' diyorum! Eğer namusunuza sahip çıkmayacaksanız da derhal istifa edin! Aksi takdirde bütün bu olup bitenlerin suç ortağı siz olacaksınız!" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, daha sonra 'Özel Orman Arazisi'ne partililerle birlikte girdi ve bir süre içeride dolaştı. Özel Orman Alanı'nın iç kısmında yer alan konteynırların olduğu yere de gelen Gürsel Tekin, burada görevli bekçilerle bir süre sohbet etti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından askıya çıkan eski Dereseki yeni Elmalı sınırlarında yer alan 355 ve 356 sayılı parseller, seçim öncesi büyük tartışma yarattı.
CHP Beykoz İlçe Başkanı Şevket Arıkan'ı yanına alarak bir basın açıklaması yapan Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, konuşmaya başlamadan önce yerel ve ulusal basın mensuplarına, ünlü bir paylaşım sitesinden açtığı ses kayıtlarını dinletti. İçerisinde Beykoz'daki arazilerle ilgili olarak konuşmaların da yer aldığı ses kayıtlarını dinlettikten sonra CHP Genel Sekreteri ve Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, şunları anlattı:
CHP Genel Sekreteri Tekin: “Hangi vicdanla AKP’ye oy vereceksiniz?”
"Sadece Beykoz'da 6 bin 700 yurttaşımızın mülkiyet sorunu var. İstanbul'un geneline baktığınızda da 100 binlerin üzerinde insan mülkiyet sorunuyla karşı karşıya... 2B, tapu alamayanlar, Kentsel Dönüşüm mağdurları... Tüm bunlara baktığınızda 21 yıldır İstanbul'da iktidar olan AKP, bunların hiçbirini çözememiş. Neyi çözmüş? 17-25 Aralık'ta hatırlarsanız, bir 'kupon arsası' tartışması vardı. Özellikle onlarca 17-25 Aralık'ta söz konusu olmuş yerlerin birkaç tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum: Bunun bir tanesi Etiler Polis Koleji... Telefon tapelerinde konuşulan yer ve bugün gerçekleşip bir Vakfa devredilmişti. İkincisi Urla Villaları ve Bodrum... Üçüncüsü de biraz önce size dinletmiş olduğum Beykoz'daki bu organizasyonun, bu çeteleşmenin telefon trafiklerinin, imar çetelerinin konuşmalarının tamamına tanık oldunuz. Bir bürokrat, torba yasada, yani TBMM'de hangi yasanın çıkacağına peşinen karar verebilecek bir durumda...
Özellikle Beykoz'da Kentsel Dönüşüm, 2B mağduru ve mülkiyet sorunu olan yurttaşlarıma sesleniyorum: Hangi vicdanla AKP'ye oy vereceksiniz? Yüz yıldır burada yaşıyorsunuz; yüzyıldır 50 metrekare-100 metrekare yeriniz çözülemezken, 50 bin dönümlük yerlerin bir geceyarısı çıkan torba yasalarla, telefon trafikleriyle nasıl çözüldüğünü hep beraber görüyoruz. Sadece burası mı? Elbette sadece burası değil. Bizler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Türkiye'nin dört bir yanındaki 1. SİT alanı yerlerin nasıl 3. SİT alanına dönüştürüldüğüne hepimiz tanıklık ettik. Niye? Çünkü 8 Haziran'dan sonra yoklar! Ama şuna emin olmanızı istiyorum: Bırakın biraz önceyi, 20 yıl önce milletin malına el koyanların hepsinin mallarını bu millete iade edeceğiz. Burası milletin malı... Burası şahısların, Arap işadamlarına peşkeş çekilmek için yapılmış yerler değildir. Burada hepimizin, atamızın dedemizin alınteri var. Bu alınterini kimseye peşkeş çekmeyeceğiz.
Şimdi tüm bunları konuşurken, geçen hafta 8 buçuk milyon metrekare yer yani ortalama Anadolu'daki 3 tane ilin yerleşik alanı kadar yeri, bir gece yarısı çeşitli Bakanlıklar; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ, KİPTAŞ arasındaki pazarlıklar sonucu bir ilçe belediyesine devredildi. İstanbul'un çeşitli yerlerinde sadece orman alanları, mezarlık alanları ve askeri alanlar kaldı. Şimdi, mezarlığa korkularından dokunamıyorlar. Aslında birçok yerde mezarlıklara da dokundular. Camileri yıktılar. Şimdi ellerinde bir tek yer kaldı; orman alanları ve askeri alanlar... Önümüzdeki günlerde Maltepe ve Tuzla'daki kupon arsaların yani o askeri alanların kimler tarafından pazarlandığını inşallah en kısa sürede sizlerle paylaşacağız."
Gürsel Tekin: "Ya imzanızı yalayacaksınız ya da imzanıza sahip çıkacaksınız!"
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Gürsel Tekin, konuşmasının devamında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı hedef aldı. Daha önce 1/100.000 planlarını açıklayan Topbaş'ın bunu ‘İstanbul'un Anayasası’ olarak lanse ettiğini vurgulayan Gürsel Tekin, şunları söyledi:
"Konuşuyoruz burada ama... Bu İstanbul'un bir Belediye Başkanı yok mu? Sayın Topbaş... İlçe Belediyelerini saymıyorum; hadi diyelim ki, ilçe belediyelerinin yetkisi yok; Sayın Topbaş, siz 1/100.000'lik plan yaptınız. Bu planı bize tanıtırken, aynen şu cümleleri kullandınız: 'Bu İstanbul'un Anayasasıdır!' dediniz... 'İstanbul'un Anayasası bizim namusumuzdur!' dediniz... Sayın Topbaş! Size, 'Namusunuza sahip çıkın!' diyorum! Eğer namusunuza sahip çıkmayacaksanız da derhal istifa edin! Aksi takdirde bütün bu olup bitenlerin suç ortağı siz olacaksınız! Hadi diyelim, Cumhuriyet Halk Partisi Belediyelerini by-pass edebilirsiniz; kendi Büyükşehir Belediyenizin raporlarında çok net bir şekilde göreceksiniz ki, buranın yapılaşmaya açılmasının mümkün olmayacağını ve bunun altında Sayın Topbaş'ın imzasının olduğunu göreceksiniz. Sadece Sayın Topbaş'ın mı imzası var? Kadere bak... Dönemin Meclis Başkanı Sayın İdris Güllüce... Onun da imzası var... Biz Anadolu çocuğuyuz; Anadolu'da imza namustur! Şereftir! Haysiyettir! Ya imzanızı yalayacaksınız ya da imzalarınıza sahip çıkacaksınız!
‘CHP’li Gürsel Tekin, kendi partisi dışında kalan muhalefet partilerini de eleştirdi’
Değerli arkadaşlar... İstanbul'un akciğeri, İstanbul'un dokusu-yeşili, İstanbul'un su havzaları talan ediliyor. Bu talanla ilgili, kusuruma bakmasın hiç kimse ama sadece Cumhuriyet Halk Partisi mücadele ediyor. Ben şimdi çok merak ediyorum... Yani Allah aşkına bu şehirde havaya, suya sadece Cumhuriyet Halk Partililerin mi ihtiyacı var? Nerede bu bizim dışımızdaki siyasi partiler? Niçin tepki göstermezler? Akciğerimizin darmadağın edilmesine, ormanlarımızın talan edilmesine niye ses çıkartmazlar; anlamakta güçlük çekiyorum. Bakınız, yarın hiçbirimiz çocuklarımıza hesap veremeyiz! Eğer az sayıda kalan akciğerlerimizi de darmadağın ederlerse, sadece betonlar arasında yaşamak zorunda kalırız."
Haber Merkezi
