Kader GÜR
  • 01/04/2016 Son günceleme: 05/04/2016 11:20
  • 7.649

Siyasi düşünceniz ne olursa olsun, bu konuyu objektif değerlendirmek durumundasınız...

Çünkü burada mevzubahis; emek, ekmek, aş, iş, çoluk çocuk, gelecek...

1 Kasım Seçimleri'nde CHP'nin taşeron işçileri propaganda malzemesi yapması ve bunun kamuoyunda karşılık bulması AK Parti tarafından dikkate alındı ve AK Parti 1 Kasım Seçimleri öncesi bu kesime bir vaatte bulundu.

Kamuda çalışan taşeron işçilerin kadroya alınacağı AK Parti tarafından bir vaat olarak açıklandı. Bu gerçekten ciddi bir vaatti... AK Parti'nin geçmişte söyledikleriyle, yaptıklarını yan yana koyduğunuzda  çelişki olmadığını görürsünüz... Hal böyleyken, çalışan kesimin AK Parti'nin bu vaadine umut bağlamaması için bir neden yoktu.

Aslında AK Parti; madalyonun diğer yüzüne baktığınızda, kendi yarattığı bir sorunun çözümünü  bugün bir müjde olarak çalışan kesime sunuyordu. Buda başka bir propaganda yöntemi olsa gerek... Türkiye'de taşeronluk sistemi gerçekten çok tartışılan bir sorun oldu. Çalışanların mağduriyetinden ziyade, sorunun bir başka boyutu da bu sistem üzerinden birilerinin zengin edildiğine yönelik tartışmalardı.

Bugün geldiğimiz durum nedir?

Taşeron işçilerin kadroya alınmalarına yönelik beslediği umutlar, çıkarılan yasada tam manasıyla karşılığını bulamamıştır... Çalışanlarımızın tamamen ekonomik nedenlerle geçim derdine odaklandığını varsayarsak geldiğimiz nokta, 'sadece iyi bir başlangıç' olarak değerlendirilmekten öteye gidememiştir...

Çünkü, kamu kurumlarının hizmet satın aldığı taşeron şirketlerde çalışan işçilerin sorumluluğu zaten kamu kurumunun üzerindeydi. Bir taşeron şirket elemanının karşılaştığı bir haksızlık karşısında, zaten yasal çerçevede muhatabı hizmet verdiği kamu kurumuydu. Dolayısıyla bu durum çıkartılan yasa ile resmileştirilmiş oldu.

Bu konuyla ilgili çok çeşitli görüşler var. Fakat görüşlerden ziyade somut olarak yeni durumun ne getirip, ne götüreceğine, çalışan taşeron kardeşlerimizin hayatına nasıl yansıyacağına  bakmak lazım.

Ben bir çalışan ve bir emekçi olarak olaya daha gerçekçi yaklaşmak istiyorum. 15 yıldır taşeron işçilerle bir haşır neşirliğim var... Onların dertlerini gayet iyi biliyorum.

Siyasetin egemen olduğu belediyelerdeki kadroluları hariç tutarak bir değerlendirme yaptığımız zaman; ülke genelindeki çalışan kesimi, Türkiye'nin gelişimiyle orantılamaya kalktığınızda çalışan kesimin çok daha geride olduğunu rahatlıkla görürsünüz... Taşeron işçilerimizi ise bu orantılamanın yanından bile geçiremezsiniz... 1500 ve 2000 TL arasında maaş alıyorlar. 4 kişilik bir ailenin sabah öğlen akşam çay simit yediğini düşünseniz 720 TL tutuyor... Gerisini siz düşünün artık. Okul, ev kirası, elektrik, su, doğalgaz... Görülüyor ki, taşeronların bu geçim sıkıntısı artarak devam edeceği gibi bu kitle karşısında; gerek AK Parti, gerekse yerel belediyeler daha etkin sosyal dayanışma politikaları ve proje geliştirmeleri gerekecek. Burs, eğitim teşviki, evlenme yardımı, doğum yardımı gibi.

Dar gelirli kesimin; 15 yıldır, önceliğini hep ülkenin büyük sorunlarının çözümü için ötelediğini, sesini çıkarmayarak sabrettiğini göz ardı edemeyiz. Etmemeliyiz.  Taşeron işçilerimize sunulan imkanları analiz ettiğinizde, kuruluşundan beri içinde olan ve izlediği politikaları bilen biri olarak, AK Parti ile dar gelirli arasında bir kan uyuşmazlığının zamanla baş gösterebileceğinden endişeliyim.

Çünkü biz meydanlarda çay simit hesabı yaparak iktidara gelen bir partiyiz. Biz, "kimsesizlerin kimi, sessizlerin sesi olacağız" dedik. Fakat bu taşeron politikamız biraz eksik kaldı diye düşünüyorum.

- Özel sözleşme demek zaten her şeyi bitiriyor... Bu işçiler zaten bir sözleşme imzalıyordu. Ve bu sözleşmenin süresi daha önce çıkartılan torba yasada 3 yıl olarak sabitlenmişti.

- Aynı işte aynı özlük haklarıyla çalışmaya davam edilecek... Yani bu demek oluyor ki, bu yasa ile aradan çıkartılan taşeron şirketin kazancı çalışana aktarılmayacak, kamuda kalacak...

- Sınava tabi tutulacak olmaları doğru bir yaklaşım olabilir! Fakat bu sınav siyasete angaje edilirse bu kötü olur... Çünkü sınavlar yerel kurumlar tarafından yapılacak... Dolayısıyla burada yerel siyasetin müdahale etmeyeceğini düşünemezsiniz... Böyle bir durumda ne kadar adalet bekleyebilir ne kadar hakkınızı arayabilirsiniz.

Taşeron yasası bu haliyle pek tatmin etmese de, 'iyi bir başlangıç' olarak değerlendirilebilir... Bunun yanına birde adaleti ekler, torpili saf dışı bırakırsak ancak o zaman taşeronların geleceğe yönelik ümitlerini arttırabiliriz.

Yazarın Yazıları