Nimet ER
  • 27/03/2015 Son günceleme: 27/03/2015 15:22
  • 7.981

Fısıltıyla söylenmese dahi sırf muhataplarının sağırlığından sesi kesilen cümleler dolaşır bazen havada. 
Öyledir, kocaman kocaman harflerle söylenir de, alıcısı pek olmadığından söz, düşer de düşer...
Söz, kırılır mı bilmem ama dağılıyor...
Hem de her bir parçası cam kırığı gibi keserek... 
Sonrasında gelecek her cümleyi, her sesi...

Derin bir nefes alıp ağır ağır veriyormuş gibi konuştu: 
"Bu yaşa gelmeye rızam yoktu "dedi. Hemen ardından " Getirenin vardır bir bildiği " diye ekledi.

Sustuğunda, 
Öyle çok yerinden kesildi ki önceden hazırlanmış o uzun ve sıralı cümleler... 
Sanki parça parça dağıldı "hayat" adına...
"Teslimiyet" diye diye... 



Varlık gösteremediği için yok olmayı iyi bilen "sözler" var bir de 

Tüketmeyi delicesine seven insanlarız! 
Her "yeni" de kendimize yeni bir yer bulmayı şeref sayıyoruz ya hani! 
Zaten rejim muhalefetiyle kökünden yenilenmiş yeni elbiseler giydirilmiş halini,
canımız sıkıldıkça yamadığımız bir sözlüğümüz de var nihayetinde.

Bile isteye, olmasa da olur deyip, bazı sözcükleri kullanmaktan mı vazgeçtik? 
Yoksa, 
Kendisini kullanacak nitelikte insan kalmadığından, sözcükler mi vazgeçti (bizden) insanların diline düşmekten bilemedim...

Fikrimiz yavanlaşıp, 
gözlerimizin feri söndünde... 
Duygularımız zayıflayıp,
Hislerimiz hâlsizleştikçe bilmeliydik aslında.

Varlık gösteremediği için yok olmayı iyi bilen sadece "sözcükler " değildi ki...

Mananın ağırlığı, taşıyıcısı yok olduğunda kalır mıydı hiç? 



Bir de kendisiyle hesabını görememiş sözcükler vardır.

Fayda etmeyen çareler gibi ortalıktadırlar.
Nereye koyacağınızı bilemediğiniz ama nereye koyarsanız koyun yakıştıramadığınızdan hep emin olacağınızı bildiğiniz...

Öyle ya;
Cümlelerin dirliksizliği başka olur...


LAL:

Haklı çıktığına yanar mı insan? 
Anladığıma ağlamakla geçti, geçiyor ömür...

En sağlam yerinden sökülüyor hayat, her defasında görüyorum...
Eksilen, eksildiğiyle kalıyor, biliyorum...

Ama bahanesi yaşamak bu yerin!

Yazarın Yazıları