Av. Ferda KAZANCIBAŞI
  • 15/11/2015 Son günceleme: 15/11/2015 18:45
  • 6.967

Emperyalist devletlere karşı savaş vermiş ve İstiklal’ini kazanmış yeryüzünün tek ülkesi Türkiye’dir. Ancak aradan asırlar geçmiş olmasına rağmen emperyalist devletler hala dahi haçlı zihniyetini devam ettirmekte ve çok zengin kaynaklara sahip Anadolu Toprakları üzerinde besledikleri emellerinin fırsatını kollamaktadırlar. Yedi düvele karşı verdiğimiz İstiklal Savaşı’nın zaferini, Lozan Antlaşması’nı ve Cumhuriyet Devrimleri’ni hala dahi içlerine sindirememişlerdir. Türkiye’yi yeniden parçalamak ve paylaşabilmek için tarihten günümüze kadar Rum Halkı, Ermeni Halkı ve Kürt Halkı’nı devamlı kışkırtarak Türk Halkı ile karşı karşıya getirmişlerdir. Ermeni Soykırımı iddiası da bu oyunun bir parçasıdır. Bir türlü içlerine sindiremedikleri Lozan Antlaşması zaferini yıpratmak, Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşması’nı hortlatmanın peşindedirler. 2001 yılının temmuz ayında hiç başka yer yokmuş gibi Ermeni Soykırım Abidesi’ni Pariste Serv Sarayı’nın önüne diktiler.  Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisinde Ermeni Soykırım’ına ilişkin ABD kayıtlarının teyidi kararı alındı. Bu karara göre ; (Türkler insanlığa karşı soykırım suçu işlemişlerdir. Türkler ulusal devlet kurmaya hak kazanmış değillerdir. Kendilerini yönetemezler) denmekte, Türkiye kara listeye alınmaktadır. ABD kayıtlarına geçen yukarda ki metin Avrupa Parlamentosu’nun kayıtlarına da geçmekte ve ifade özgürlüğü olan (Soykırım yoktur) sözü Avrupa yasalarına göre suç sebebi sayılmakta, Türkiye’nin PKK’ya karşı vatan savunması’nın soykırım olduğunun kabulü hazırlığı içindeler.

Doğu Perinçek Avrupa’da basın toplantısına katılıyor

22 Temmuz 2005 tarihinde İsviçre, Almanya ve Türkiye’deki Atatürkçü Düşünce Dernekleri tarafından Glattburgg Hilton Oteli’nde basın toplantısı düzenleniyor. Toplantıya davet edilen Doğu Perinçek söz alarak ; (Soykırım İddiası Emperyalist yalandır. Türkler için Kurtuluş Savaşı haktır) ifadesi ile konuşma yapıyor.

Doğu Perinçek İsviçre Savcılığı ve Bidayet Mahkemesi’nde

Doğu Perinçek basın toplantısının hemen ertesi günü 23 Temmuz 2005 tarihinde  İsviçre Savcılığı tarafından (A – 1/2005 Brandtour) sayılı celpname ile ifade vermeye davet ediliyor. Savcılıkta Alman dili üzerinden çevirmene ihtiyaç duyup duymadığı sorulduğunda Alman dili üzerinden kendi savunmasını şahsen yapmaya hazır olduğunu belirtiyor. İsviçre Savcılığı tarafından kendisine yöneltilen sorulara karşılık (Soykırım İddiası Emperyalist yalandır. Tarihsel yalandır. Türkler için Kurtuluş Savaşı haktır. En yüksek hak vatan savunmasıdır) savunmasını yapıyor. İsviçre Savcılığı savunmayı yeterli görmüyor.  Ceza yasası 261 bis maddesinin çiğnenmesi iddiası ile suçlu görülüp aynı gün tutuksuz olarak dosyanın Lozan Bidayet Mahkemesi’ne intikal ettirilmesine karar veriyor.   

Lozan Mahkemesi’nde İsviçre Ceza Yasası 261 bis maddesi tarifinde Soykırım suçu ile yargılanan Doğu Perinçek savcılık makamında yaptığı savunmasının aynısını bilimsel gerekçelerle tekrar ediyor. Ayrıca savunmasına dayanak olarak İsviçre Mahkemesine 90 kilo ağırlığında Ermeni ve Rus belgelerini veriyor. Yargılama sonucunda İsviçre Ceza Mahkemesi savcılık iddiasına uyarak 09.03.2007 tarihi itibariyle Doğu Perinçek hakkında 30 gün yerine kaim olmak üzere 3.000 İsviçre Frangı para cezası, ayrıca İsviçre Ermeni Derneği için 1.000 İsviçre Frangı cezasına kamuya açık olarak karar veriyor.

Dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde        

Dava 10.08.2008 tarihinde European Court of Human Rıghts Councıl of Eorope Seçtion

(2) Daire Mahkemesi’nde 27510/08 esas sayı ile açıldı. Davanın tarafları olarak başvurucu sıfatı ile Doğu Perinçek,  hasım taraf olarak yüksek sözleşmeci sıfatı ile İsviçre Devleti yer aldı.          

Doğu Perinçek İnsan Hakları Mahkemesi’nde İsviçre Savcılığı ve Mahkeme karşısındaki savunma dayanaklarını aynen tekrar etti; 

(En yüksek hak, Vatan Savunması’dır. Soykırım İddiası Emperyalist yalandır. Tarihsel yalandır. Türkler için Kurtuluş Savaşı haktır)  dedi. Ayrıca savunmasını Soykırım suçunun tanımlandığı 1948 sözleşmesine dayandırdı. 1948 sözleşmesi, Soykırım Suçu’nun oluşması için, yok etme amacına yönelik suçun maddi unsuru özel kasıt şartını ve buna dayanan mahkeme kararının varlığını öngörmektedir. Doğu Perinçek mahkeme kararı olmadıkça Türkiye’nin Soykırım ile suçlanamayacağını savundu. Tarihsel ve bilimsel açıklamaların düşünce özgürlüğü olduğunu, Soykırım Suçu olmadığını savundu.

15 Eylül 2011 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gözlemci sıfatı ile müdahil oldu ve Doğu Perinçek’in savunmasının yanında yer aldı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Doğu Perinçek’in savunma gerekçesini esas alarak 17 Aralık 2013 tarihinde tarihsel ve bilimsel açıklamaların düşünce özgürlüğü olduğunu ve Soykırım Suçu olmadığına karar verdi. Buna karşılık İsviçre Mahkemesi (2)’nci Daire kararına itiraz ederek uyuşmazlığı Büyük Daire’ye taşıdı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye lehine kesin kararı

Nihayet Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire, Doğu Perinçek lehine verilen (2)’nci Dairenin 27510/08 esas sayılı Kararını 15 Ekim 2015 tarihi itibariyle ve kesin hüküm olarak onayladı.          

Sonuç olarak

Avrupa Birliği’nin kararı siyasal karardır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire’nin kararı ise Dünya Devletleri’nin uymakla zorunluluğu olduğu kesin nitelikteki yargı kararı’dır.

Bu aşamadan itibaren Ermeni Soykırımı yoktur şeklindeki düşünce özgürlüğü suç olmaktan çıkmış ve Avrupa’nın her kentinde özgürce Ermeni Soykırımı yoktur demenin önü açılmıştır. Artık bundan sonra Ermeni Soykırımını kabul eden iddialar Avrupa Devletleri yasalarından teker teker çıkacaktır. Ermenilerin Türkiye’den ağır tazminat ve toprak istemesinin önü kapanmıştır. Artık bu aşamadan itibaren Ermeni Soykırımı üzerinden Lozan Antlaşması inkâr edilip Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşması’nın yeniden gündeme getirilmesinin, Türkiye’nin Uluslar arasında yalnız bırakılarak tecrit edilmesinin ve Türkiye’yi parçalama iştahlarının önü kapanmıştır.

Atlatılan tehlikenin vahameti ortada… Kazanılan dava, Doğu Perinçek davasından ibaret olmayıp Türkiye’nin davası ve Türkiye’nin Zaferi’dir. En anlamlı olanı da kazanılan zaferin Mehmetçiğe armağan edilmiş olmasıdır.

Nihayet hiçbir karşılık gözetmeden maddi ve manevi fedakârlıklarla Avrupa mahkemelerinde didişerek ömrünün önemli bir on yılını milli davaya adayan Sayın Doğu Perinçek’den ulus olarak helallik isteme borcu altındayız.

        Kaynak :

        1.  (Perinçek - İsviçre Davası -  Ermeni soykırım yalanı AİHM’de) Başlıklı kitabı 2’nci Baskı

        2.  Sayın Yunus Soner’in 21 Ekim 2015 çarşamba tarihli semineri

        3.  Değerli Meslek arkadaşım Avukat Sayın Mehmet Cengiz’in bilgi destekleri

Yazarın Yazıları