Ömer KASAP
  • 10/10/2014 Son günceleme: 10/10/2014 00:11
  • 6.090

Yak, ne varsa yak. Mahallenin otobüsünü, doğduğun hastaneyi, mezun olduğun okulu ateşe ver. Öldüğünde yatacağın musallayı da yak. Ama kendin de yan!

Gezi olaylarında olduğu gibi, mesele ne ağaç ne de Kobani; mesele yeni ‘Türkiye’...

Göklerden üzerlerine sağanaklar halinde lanet yağan IŞİD nasıl ki İslamiyet’i temsil etmiyor ve edemez ise, Kobani’yi Taksim’den, Kadıköy’den, Batman’dan savunmaya çalışan PKK’nın da Kürtleri temsil etmediğine adımız gibi eminiz.  PKK’nın Diyarbakır, Mardin ve  Batman’da yağmaladığı, ateşe verdiği dükkanların sahipleri ‘Laz’ yada ‘Çerkez’ değil.

PKK ‘Kürt’ milliyetçiliği maskesiyle ‘Kürt’ vatandaşların biricik evlatlarının eğitim gördüğü okulları ateşe veriyor. Artan şiddet olaylarının beraberinde getirdiği sokağa çıkma yasakları nedeniyle evlerine hapis olan gençler zazalar değil. Yağmalanan Kızılay araçlarındaki kanlar yine Kürt’lerin... Van’da yakılan, yıkılan Kur’an kurslarında eğitim görenler de IŞİD militanı değil. Güneydoğu’nun yeniden karantinaya alınmasıyla çekilecek, rafa kalkacak olan projelerle batılı değil, ‘ora’lı gençlerin iş ve aşına kan doğranacak. PKK, Kürt vatandaşlar için tarihin en büyük hak ve emek israfını yapıyor. PKK, kendi eliyle kendi milleti için ‘Sur’u üflüyor!

‘Çözüm’ sürecini ‘düğümlemek’ isteyenlerin ‘OY’ununa gelmeyin. Yakılan Atatürk büstleri, Kuran kursları ve yetimhanelerin hedef alınmasının altında ince hesaplar var. Toplumun hemen her kesiminden belli ‘değer’lerin hedef alınıyor olması bu yüzden!

Seçimlerde istediği ‘OY’u alamamış olmanın öfkesini OYUN’a dâhil olmakla hazmedebilecek olan vatansever siyasetçilerin sokak davetlerine kulak vermeyin. Siz çekilin, bırakın meydanlarda yalnızca kendini İskoçyalı sanan bu etekliler kalsın.

Vicdanlarını banka kasalarına hapsetmiş ve ‘Kaos’dan beslenen ‘hain’lere meze olmayın! Bırakın, Güneydoğu’yu modern şehirler yerine dağlarda kurmak isteyen ‘mağara adamları’ vahşi hayatlarını tek başlarına yaşasınlar.

Kobani’nin koordinatlarını karıştırdığı için savaşını İstanbul’da veren etekli birlikler ile bizim batılı çok bilmişler ilk kez kol kola girmişken bırakın biraz vakit geçirip kaynaşsınlar. Yağmadıkları şeylerin devlete değil millete ait olduğunu anladıklarında enkazları kaldırıp yenisi ile değişmiş oluruz.

Boşuna uğraşmayın,‘Millet’ uyandı.

Kürt kardeşlerimiz Türkiye’li olmanın değerini, Kürt olmanın ‘bedeli’ne tercih ettiler.

Baharla barutu, güneşle dumanı örttüler.

Türkiye Cumhuriyeti’ne ‘sahip’ olmayı, içi boş bir hayale ‘ait’ olmakla , ‘fert’ olmayı ‘alet’ olmakla değiştiler.

Huzur ve barış dolu günler…

Yazarın Yazıları
Dahası