Şeref Kaçmaz, 'O kızın yerine kendilerini koysunlar!'

  • 2
  • 18325

Dost Beykoz, İstanbul'un göbeğinde yaşanan tecavüz olayı sonrası tartışılan 'ne işi vardı?' konusunu en muhafazakarına sordu:

Dost Beykoz, İstanbul'un göbeğinde yaşanan tecavüz olayı sonrası tartışılan 'ne işi vardı?' konusunu en muhafazakarına sordu:

Geçtiğimiz günlerde İstanbul'un göbeği diye tabir edilebilecek bir yerde, Bostancı'da gecenin 3'ünde evine gitmekte olan üniversite öğrencisi bir genç kız, bu sırada yoldan geçen bir servis şoförü tarafından bıçak tehdidiyle tecavüze uğradı. Olayın ortaya çıkmasının hemen ardından ise özellikle sosyal medyada bir tartışma başladı. Kendisine 'inançlı' diyen, 'muhafazakâr' diyen bazı kişiler, gecenin 3'ünde bir kızın sokakta ne işi olduğunu sorguladı ve talihsiz bir şekilde konuyu, "Eğer öyle yaparsan, sonucu da böyle olur!" noktasına getirdi.

Dost Beykoz ise muhafazakârlık konusunda nam salmış bir partinin, Saadet Partisi'nin İlçe Başkanı'na giderek, konuya dair düşüncelerini sordu. Dost Beykoz Haber Müdürü Ferdi Güngör'ün sorularını içtenlikle yanıtlayan Başkan Şeref Kaçmaz ise çarpıcı açıklamalarda bulundu. Söz konusu tecavüz olayını 'meşru' gösterme çabalarını "Tehlikeli" olarak yorumlayan Şeref Kaçmaz, tecavüz olayında 'saatin' öneminin konuşulmaması gerektiğine işaret etti. Tecavüze uğrayan kızın düşüncesi ve dininin de önemsiz olduğunu dile getiren Şeref Kaçmaz, "Ona yapılan bu zalimce, hunharca davranışı hoş görmek ya da 'O saatte çıktı, çıktıysa da bunu hak etti' diye düşünmek, zehirlenmiş bir beynin-ruhun söyleyeceği ifadelerdir. Hangi dine mensup olursa olsun... Ateist de olabilir... Hiç fark etmez... Onun dini inancı, kişiliği, düşüncesi, ona yapılan bu haksızlığı ve bu hunharca davranışı, bu zalimliği kesinlikle meşru gösteremez!" dedi.



‘Dost Beykoz, tartışılan konuyu en muhafazakâr olana sordu’

Anlatılana göre, İngiliz bir Yargıç, gece yarısı parktan geçerken bir kıza tecavüz etmeye yeltenen bir adama tam 7 yıl 7 gün ceza vermiş. Bunun üzerine şaşıran gazeteciler, İngiliz Yargıca, "Adam kıza elini bile sürmedi. Kızın çığlıklarına zaten hemen adamı yakaladılar. Bu 7 yıl 7 gün ceza çok değil mi?" diye sormuş. İngiliz Yargıç ise şu şekilde yanıt vermiş: "Kızı korkutmanın karşılığı 7 gündür. Buradaki 7 yıl ise İngiliz kızlarının gece yarısı parkta dolaşma özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır"... Dost Beykoz, bu 'efsane' olan hikâyeden yola çıkarak, geçtiğimiz günlerde duyanları öfkelendiren tecavüz konusundaki Beykozluların düşüncelerini araştırmaya karar verdi. Ancak bunun için muhafazakâr olan ve hatta en muhafazakâr olan insanların düşüncelerini sormak istedi. Saadet Partisi Beykoz İlçe Başkanı Şeref Kaçmaz'dan randevu alan Haber Müdürü Ferdi Güngör, toplumsal yara olan tecavüz konusuyla ilgili olarak, kendisine 'muhafazakâr' diyen insanların düşüncelerini Kaçmaz'a sordu.

Oldukça içten yanıtlar vererek, adeta tecavüzü meşrulaştırmaya çalışan -sözde- muhafazakâr insanları utandıran SP Beykoz İlçe Başkanı Şeref Kaçmaz, şu açıklamayı yaptı:

SP İlçe Başkanı Şeref Kaçmaz: “Saatin bir önemi yok!”

"Ben öncelikle, bu konuda hassas davrandığınız için öncelikle şahsınıza ve Dost Beykoz'a teşekkür ediyorum. Sorunuzu yanıtlamadan önce şunu söyleyeyim: Saadet Partisi muhafazakâr bir parti mi? Evet, muhafazakâr bir parti... Ancak Saadet Partisi 'şekilci' bir parti değil! Bunu tüm toplumun bilmesi lazım... Saadet Partisi'nde görev yapan ya da gönüllü olan insanlar, ibadetlerine-inançlarına diğer insanlara göre daha çok önem veriyor olabilirler. Bu doğru, bu kesin... Ancak bu şekilde olması Saadet Partisi'nin diğer bütün toplumun değerleriyle ilgilenmediği anlamına gelmez. Yani sadece 'Biz ibadetimizi yapalım; diğer konularda kim ne yaparsa yapsın!' diye düşünmüyoruz. Biz tüm kesimlerdeki sorunlarla ilgiliyiz, çözümlerimiz var; çözümlerimizi de yeri geldiğinde toplumla kamuoyunla paylaşıyoruz.

Şimdi bir kere bu kızımızın, gecenin 35'i hiç önemli değil… Dışarıya ne amaçla da çıkarsa çıksın; o da önemli değil... Ona yapılan bu zalimce, hunharca davranışı hoş görmek ya da 'O saatte çıktı, çıktıysa da bunu hak etti' diye düşünmek, zehirlenmiş bir beynin-ruhun söyleyeceği ifadelerdir.

Şeref Kaçmaz: “O kızın yerine kendilerini koysunlar!”

Bu çocuğun yerinde bizim çocuğumuz, bizim kardeşimiz olabilirdi. Ne olursa olsun; gecenin bir saatinde de olsa dışarıya çıkması, ona bu yapılanı reva göstermez ki... Böyle bir şey nasıl olabilir? Bırakınız Müslüman’ı -Müslüman zaten böyle bir şey düşünmez- ancak ötesinde insan böyle bir şey düşünmez. Ben bu konuda tecavüzü meşru görenlere şu soruyu sormak istiyorum: Bugün Cuma, yarın Cumartesi... Gelsinler Taksim Meydanı'na... Sabaha kadar insanlar yukarıdan aşağı, aşağıdan yukarı geziyorlar. Buradaki durumu 'hak' görenler, gitsinler Taksim'de her türlü şeyi yapsınlar... Böyle bir şey olabilir mi?

Biz Saadet Partisi olarak bu yapılanları doğru bulmuyoruz. Biz tüm insanların evvela yaşama hakkı olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla birisi, kim olursa olsun; saati de önemli değil, 24 saatlik dilimin herhangi bir yerinde bir başka kişinin hakkına tecavüz ediyorsa -bu hak yaşama hakkı olabilir, namus hakkı olabilir- bunun saatine bakılmaz! Yanlış; yanlıştır... Bu yapılan için kızımıza 'hak etti' diyenler önce çuvaldızı kendisine batırsınlar ve empati yapsınlar. O çocuğun yerine kendilerini koysunlar, yakın akrabalarını koysunlar da belki vicdanları biraz zedelenir, 'A, biz nasıl yanlış yapmışız' noktasına gelebilsinler.

Bu yaşanılanları ben Şeref Kaçmaz olarak ve Saadet Partisi olarak, kesinlikle canice, hunharca bir davranış olduğunu düşünüyoruz ve yine kesinlikle cezalandırılması gerektiğine inanıyoruz. Hatta bir adım öteye gidelim: Biz Saadet Partisi olarak, bu olayla ilgili Ataşehir İlçe Başkanlığımız AVM önlerinde ve meydanlarda bir çalışma başlattı. Tecavüz suçunun cezasının idam olmasını istiyorlar. Mutlaka cezaların ağırlaştırılması noktasında bir adım atılması gerektiğini düşünüyoruz. Yoksa bu olaylar bugün de oldu yarın da olacak. Cezalar eğer ağırlaştırılırsa işte ancak o zaman caydırıcı noktaya gelinebilinir.

SP’li Kaçmaz: “Hangi dine mensup olursa olsun, bu yapılan hunharca davranışı meşru kılmaz!”

Bu kız çocuğu gecenin 3'ünde sokağa çıkmış... 'Çok geç bir saat... Bizim aile yaşantımıza uygun olmayan bir saat... Niye çıktı? Çıktıysa başına her türlü bela gelebilir!'... Böyle bir şey olabilir mi? Yani bunu söyleyen Müslüman da olsa gayrimüslim de olsa muhafazakâr da olsa sosyalist de olsa; kim söylerse söylesin, bu yanlış bir düşüncedir. Hastalıklı bir düşüncedir. Bunun altını çizerek söylüyorum: Bir insanın Müslüman olması, muhafazakâr olması, başka bir insanın 24 saatlik zaman dilimi içerisindeki yaptıklarını kontrol etme ya da ona müdahale etme hakkını kendinde bulamaz! Herkes, yaşamı içerisinde özgürdür; bir başkasının yaşam tarzının içine girmediği sürece... Dolayısıyla o kızımızın da düşüncesi, dünya görüşü ne olursa olsun... İnancı ne olursa olsun... Hangi dine mensup olursa olsun... Ateist de olabilir... Hiç fark etmez... Onun dini inancı, kişiliği, düşüncesi, ona yapılan bu haksızlığı ve bu hunharca davranışı, bu zalimliği kesinlikle meşru gösteremez! Meşru göstermeye kalkanlar da lütfen kendilerine çeki düzen versinler, tekrar düşünsünler; ellerini vicdanlarına koysunlar."

Haber Merkezi

Muhtar Kolcu: "Hem Belediye hem vatandaş kazandı"
Önceki Muhtar Kolcu: "Hem Belediye hem vatandaş kazandı"
Beykoz Belediyesi'nin borcu belli oldu 3 milyar lira
Sonraki Beykoz Belediyesi'nin borcu belli oldu 3 milyar lira