Görmeden sevmiş,
Dahası sevdiğini her şeyde görmüş ve iman etmiş bir ümmetiz biz...
Zira görmek bakmaya karşılık gelmediği gibi
Seyretmek de temaşayı karşılamıyor!
Bilmenin külfetini,
Hikmetin sırtlanamadığı gibi...
"Rağmen" sevmek bir de!
Apaçık gördüğüne ve bildiğine rağmen sevmek...
Ölüm ötesini bilip, ölüme rıza göstermek gibi biraz.
Ameline güvenenin "rıza" köprüsünden geçebildiği...
Dünyaya rağmen hayatı...
Ölüme rağmen ahreti...
Varlığa rağmen hiçliği...
Yokluğa rağmen kanaati...
Hasmına rağmen "er meydanına" çıkmak da dahil sevmeye...
Kederin, en uzun cümlesini kurmak isterdim sizlere ama
Görünenin görünmeyeni perdelediği gibi,
Kedere rağmen hüzne sarılmak da bazen gidebildiğin en uzun ve tek yoldur...
Her şeyi yerli yerine koyabileceğimiz bir ömrümüz var mı bilmiyorum!
Ama neredeyse her şeyi yerinden ettiğimiz bir dünyamız var artık...
Ne vakit bitip tükeneceğini bilmediğimiz bir hayatın inşaatında çalışıyoruz işte!
Göçtüğünde altında kalan sadece hayat değil "haya" da biraz...
Göremediğin ama senin göründüğünden emin olduğuna hem de!
Bir harf farkla yoruldum ben...
Ne diyordu şair:
"Kalbinizi dolduran duygular kalbinizde kaldı
Vermeye az buldunuz yahut vaktiniz olmadı..."
Kalbinin imkânlarını, imanının sınırlarıyla çizen olmak var...
Ömrümüze mahcup olmadan gitmek var...
Gönle mağlup olsak da kalbe galip gelmek var...
Ve,
Her şeye "rağmen"
Görmeye mecalim,
Yaşamaya dermanım,
sevgiye imanım var!
LAL:
Bakmayın siz,
Bugünlerde "sızıma" kırgınım ben!
Kırılmayacak kadar sağlam değildim elbet...