“6 Haziran 2014. Ortaköy Camii restorasyon çalışmaları sonrası açılış merasimi.
”
Sayın Cumhurbaşkanımız, iki yanında İBB Başkanı Sayın Topbaş ve Diyanet İşleri Başkanı Görmez olduğu halde, camii avlusundaki kalabalığa hitabı sırasında, bir ara "Ayasofya Açılsın" şeklinde slogan atan guruba sesleniyor. "Kardeşlerim, önce yan tarafında Sultan Ahmet camiini bir dolduralım sonrası kolay" diyor ve şartını da ekliyor: "Ama teravih namazında değil ha, bayram namazında değil ha, sabah namazında dolduralım, gerisi gelir…"
Teorik olarak mantığımıza doğru gelen bu söylemin aslında ülke genelindeki "Müslümanların" durumu göz önüne alındığında, aslında "Ayasofya Camii ibadete açılamaz" manasına geldiğini görmek için âlim olmaya gerek yok. Zira pratikte bunun mümkün olamayacağını (en azından şimdilik) Sayın Cumhurbaşkanımız da biz de biliyoruz. Bizim "Müslümanlar" Allah korusun bir sabah uyanıp da hep birlikte "Haydi şu Sultan Ahmet’i bir dolduralım da Ayasofya’da ibadete açılsın" diyecek olsalar bile, "öyle bir sabah namazı ile olmaz, sonra Süleymaniye var, Fatih var, onları da doldurun bakalım" deneceği de gün gibi ortada.
Yani aslında yıllardır İslamcı Gençliğin! bir numaralı gündemi olan Ayasofya Davasının, keyfiyetten kemiyete indirgenmesi var karşımızda. Tabi maalesef İstanbul’un Fethinin de… Yıllarını "Fethin sembolüsün bil Ayasofya" marşları okuyarak geçirmiş bir gurubun, Hilalin Haç’a galebesini temsil eden o büyük idealin, Üstad’ın ifadesiyle, "urbalarla kemik, mintanlarla et" haline dönüştürülmesi var.
Bu yazıyı yazma sebebim, geçen yılda, bu yılda milyonları "İstanbul’un Fethini (!)" kutlamak için bir araya getiren iradenin, önlerinde yasal, idari hiçbir engel yokken neden Fethin sembolünü ibadete açmadıklarını sormaktır. Yıllarca İnönü’yü CHP idarecilerini v.s. küfre varan ithamlarla suçlayan, Şevki Yılmaz gibi, Kadir Mısıroğlu gibi, Dilipak gibi büyük âlim, yazar, ve mütefekkirlerin neden Ayasofya meselesini 15 yıldır hiç konuşmadıklarını merak ediyorum.
Kimse kimseyi kandırmasın, bu Fetih kutlamalarının siyasi bir sebebi olduğunu, neyin hesaplarının yapıldığını az çok siyaseti izleyen herkesin bildiği aşikâr. Bunu bir şekilde kabullenmemiz de mümkün diyelim. İyi de bize yıllarca İslâmı anlatan hocalarımız, artık hiçbir engel kalmamışken Ayasofya "Camiinin" neden ibadete açılmadığını sormayacak mısınız? Yine gidin Fethi kutlayın lafımız yok, ama Allah’ın mescitlerini kapatanları anlatan o ayetleri de okuyun yeniden artık.
Yoksa siz de mi sabah namazında Sultan Ahmet’in Süleymaniye’nin, Fatih’in dolmasını bekliyorsunuz…
Selamlar,
Büyük ölçüde hissiyatıma tercüman olmuşsunuz, evveliyetle Ayasofya hususunda gösterdiğiniz hassasiyete teşekkür ediyorum, Allah razı olsun.
Fakat siz de takdir edersiniz ki kutlu fethin sembolü Ayasofya ancak o kutlu fetih gibi bir hareket gerçekleşmeden ibadete açılırsa zat-ı alinizin de “urbalarla kemik mintanlarla et” seviyesine indirilmesi şeklinde tarif ettiğiniz duruma düşülmüş olur. Bugün iktidarda müslüman bir iktidar var ama islam’ın kendisi iktidarda değil. Müslüman olarak hâlâ yediğimiz gıdaların islami yönden helal mi haram mı olduğunun takibini, tesbitini yapmaktan aciz kalıyoruz. Müslümanlığımız bulanık su gibi, şahsiyeti erozyona uğramış, küfürden de, imandan da, kendi öz kültürümüzden de, yabancı kültürlerden de izler taşıyor. İslam’a göre evlenemiyor, islam’a göre boşanamıyor, islam’a göre muhakeme edilemiyoruz. Sadece istanbul değil ülke geneli elimizde değil ve insanımız bu şuurda da değil. Bu haldeyken ayasofya açılsa bile içini dolduran cemaat fetih şuuruna sahip olmayacağı için bahsettiğiniz “davanın keyfiyetten kemmiyete düşüşü” durumundan kurtulamamış olacağız. (devamı var)
…(başı var, 2. parça)
Hafta sonu yani cumartesi günü Ayasofya meydanında sabah namazı kılındı. Bu faaliyete katılmak için çevreden gidecek birilerini sordum ve evden çıkacağım saate kadar cevap gelmeyince ümraniye’den bisiklete atlayıp boğaziçi köprüsü girişinden metrobüs’e binip haliç’ten yine bisikletle devam ederek kendi imkânlarımla cemaate dahil oldum. Erdoğan’ın o bahsettiğiniz beyanatından beridir de geçen seneki kurban bayramı hariç bayram namazlarını Sultanahmed’de kılmaya gayret ediyorum. Erdoğan’ın o sözlerine ben de kızdım, kısıklı’daki camiler doldu da mı Çamlıca’ya cami yapılıyor dedim, lâkin meseleye sizin gibi, fethin sembolünün yeniden açılması gibi hadiseye manevi değeri üzerinden bakınca bunun çamlıca’ya yapılan cami ile mukayese edilecek kadar basit bir mevzu olmadığı görülüyor. Bu mevzu kelle götürebilir bir mevzu ve bence merhum Menderes’in ezan için canından olması gibi, uğruna değer de. Erdoğan muhtemelen biz müslümanlar önce cemaat olarak bir fedakârlık yapalım, bu husustaki talebi, ihtiyacı bir ortaya koyalım, bizim gibi sabahın köründe bisikletle bile olsa gidebilecek insanlar bari sahip çıksın diye böyle bir söz söyledi. (devamı var)…
…(öncesi var, 3. parça)… Çünkü bu millet menderes asılırken itiraz etmedi, protesto etmedi, eylem yapmadı, bu sadece Erdoğan’ın kendini harcatacağı, kimsenin mesuliyet almayacağı bir husus olarak kalacaktı belki de. Erdoğan kızdığımız bu açıklama ile mesuliyetin paylaşılmasına, bunun önünde sabah namazı kılanlar var denebilmesine vesile oldu… (devamı var)…
…(öncesi var, 4. parça)…
Kadir Mısıroğlu’nun sohbetlerine devam eden birisi olarak Mısıroğlu’nun siz yazıyı yazdıktan bugüne geçen zaman içinde bu hususta çeşitli beyanatları olduğunu söyleyebilirim. En son geçen sene Cumhurbaşkanlığı külliyesinde davetli iken bir yazarın Ayasofya’yı neden açmıyorsun sorusu üzerine “bunu ben açmış olayım, benim zamanımda açılsın düşüncesi ile nefsani hareket edersen zarar verirsin, bu kadar gerginliğin üzerine şimdi zamanı değil” dediğini anlatıyor. Fakat o görüşmeye kadar kendisi de açılmasını dört gözle bekliyordu.
Allah hayırlısını nasip etsin.
Selamlar (bitti)
Yavuz Bülent Bakilerin şu mısraları gerçeği ne güzel ifade ediyor; Savaşta çiğnetmedim Hilali düşmanlara ,Barışta düştü üstüme gölge gölge Haç….İşin özü bu gerisi teferruat kem küm den ibaret boş sözlerdir.Murat kardeşim gerçeği usulünce yazmış.Ayasofya nın ibadete açılması hayalleri olanlar ancak Ayasofyayı Haçın gölgesinden kurtarıp Hilalin gölgesine alacaktır.
S.A Ya dünyaya kabadayılık yapmayalım, ya da gereğini yapalım…
yapılacak iş bellidir… AYASOFYA AÇILMALI, İNCİRLİK KAPATILMALIDIR…
Demesi kolay, yapmak zor… Sen bu işlerden anlamazsın diyenlere anladıkları
Lisandan DİYORUM Kİ: O zaman kabadayılık yapma. Sesini kes ve sussssssssssss