A. Raif ÖZTÜRK
  • 23/03/2015 Son günceleme: 23/03/2015 10:49
  • 6.877

“Vatanını sevme” şeklinde idrak edilen milliyetçiliğe elbette hiç kimsenin bir sözü veya bir itirazı olamaz.

Ancak, “kendi ırkını üstün gösterme gayreti içinde” olan bir milliyetçilik anlayışı, tamamen yanlış ve çok tehlikelidir. Bunun adı da ırkçılıktır…

Irkçılık; en hafif tabiri ile bir kavmin diğer kavimden, kendisini de daha üstün görme hastalığıdır. Irkçılık illetini insanlığa bulaştıran unsur ise; maddeci ve inkârcı felsefedir. İnsanlığa hızla bulaşması ve yayılması ise Fransız İhtilalı ile başlar. Yani ırkçılık hastalığı İslâm âlemine hariçten gelen bir hastalıktır.

Ülkemizde ise ülkemizi bölmek için uğraşan şer güçler tarafından tahrik edilerek, sadece ‘İslâm bilinci çok zayıf olanlar’ tarafından kabul görmektedir.

Hatta ülkemizi tökezletmek için, bilinçli bir şekilde teşvik edilmektedir.

Bu, ırkçılık türündeki milliyetçilik, Yüce Dînimiz tarafından çok net bir biçimde, hem Kur’ân-ı Kerim Âyetleriyle ve hem de Hadîs-i Şeriflerle MEN edilmiştir. Hattâ “Kâinâtın efendisinin SAV, ırkının üstünlüğünü düşünmenin” bile tamamen yasaklamış olması, çok anlamlıdır.

Çünkü; sosyal hayat bakımından da çok ciddi husûmet ve kargaşa vesilesidir.

VEDÂ HUTBESİNDEN BİR ÖRNEK:

“Ashabım! Dikkat ediniz, Cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır ve hepsi ayağımın altındadır.

Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arab’ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır…” ..Mesaj çok net, değil mi?

  • Hal böyle olduğu halde:

Kürt kardeşlerimizin büyük bir yoğunlukla yaşadıkları Güneydoğu dağlarına “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” yazmak acaba ne anlama geliyordu?

Cevap: Sosyologlar, psikologlar, din âlimleri, siyasal bilimciler vd. araştırmacılarca, “Kürt kardeşlerimizin büyük bir yoğunlukla yaşadıkları Güneydoğu dağlarına NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE yazmak, kargaşanın fitilini ateşlemek anlamına geldiği” şeklindedir ve tamamen mutabıktırlar.

Yani, Türk Türklüğü ile veya Kürt de Kürtlüğü ile neseben övünebilir, fakat yekdiğerlerini TAHRİK edercesine davranışlarda bulunmak, tamamen yanlıştır.

Böyle bir tartışmanın başlatılması, diğer ırkların da “NE MUTLU KÜRDÜM, ARABIM, ÇERKEZİM, LÂZIM diyene” vs. diye haykırma hakkına sahip kılar.

Sonrasını tahmin etmek için KÂHİN olmaya gerek yok. Zaten sonrası da bir belgesel olarak, güneydoğuda yarım asırdan beri yaşanıyor…

  • İşte bu kargaşaların olabileceğini bilmek, İslam dinine has bir özelliktir ki, bunu yukarıda ifade etmiştik.

Bir de Bediüzzaman Hz. İslâm’ın muasır mümessili olduğundan, bu tehlikeyi tâa o zamanlarda fark edip, engel olmaya var gücüyle çalışmıştır. Bediüzzaman Hazretleri, milliyetçiliği, ırkçılıktan ayırt etmek için, milliyetçiliği müspet ve menfi olmak üzere iki kısma ayırıyor.

  • Menfî ve Müsbet milliyetçilik:
    “Fakat fikr-i milliyet iki kısımdır: Bir kısmı menfidir, şeâmetlidir (Kötü ve  Uğursuzdur), zararlıdır. Başkasını yutmakla beslenir, diğerlerine adâvetle (düşmanlıkla) devam eder, müteyakkız (sürekli tetikte) davranır. Şu ise, muhasamet (Kavga ve düşmanlığa) ve keşmekeşe (kargaşaya) sebeptir. Faşizm ve ırkçılık bu manayadır. İslam dininin şiddetle yasakladığı zararlı milliyetçilik budur…
    Müsbet Milliyetçilik: Müsbet milliyet, hayat-ı içtimaiyenin ihtiyac-ı dahilîsinden ileri geliyor. Teâvüne (yardımlaşmaya), tesanüde (dayanışmaya) sebeptir; menfaatli bir kuvvet temin eder, uhuvvet-i İslâm’iyeyi daha ziyade teyid edecek bir vasıta olur."  

Yani milliyetçilik duygusu insanlar arasında bir dayanışma, bir yardımlaşma, bir kuvvete sebebiyet veriyor ise İslam ve insan kardeşliğine zararı dokunmuyor ise bu duygu müspet ve zararsızdır. İnsanın milliyeti, inancına bir kalıp, bir kılıftır. Değerli olan kılıf ve kalıp değil, kılıf ve kalıbın içindekidir, yani İslâm’dır…

Kur’ân-ı Kerim: “Ey insanlar! Muhakkak ki biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık... Ve sizi millet millet, kabile kabile yaptık ki, tanışıp kaynaşasınız. Allah katında en şerefliniz takvaca en ileri olanınızdır (O’ndan en çok korkanınızdır.)” (Hucurat Sûresi, 49/13) Buyuruyor…
 

Allah cc. böyle buyuruyor ise gerisi teferruattır…

Evet dostlarım, görüldüğü gibi bu milliyetçilik konusu, “..kırk küsur partiden bir tanesi de milliyetçi olsun” diye düşünülerek, geçiştirilecek bir konu değilmiş.

  • Her birimizin, ebedî ve sonsuz olan Âhiret hayatımızı mahvedecek derecede çok ciddi bir konu imiş meğer. Değil mi?...

İşte bu ciddi tehlikeyi fark ettikten sonra, asla siyaset adına değil, sadece Dünya ve Âhiret hayatımız adına sizlerle paylaşmak istedim. Benden günah gitti. Sizler de sevdiklerinizle paylaşarak, müsterih olabilirsiniz… 

Yazarın Yazıları