Büşra ŞEN ÇOBAN
  • 01/01/1970 Son günceleme: 25/01/2015 23:11
  • 8.591

Kadın erkek meselesi üzerine biraz kafa yormanın gerekli olduğu bir dönem geçiriyoruz.

Zıtlıkların uyumu adeta kadın ve erkek. İki farklı parçanın birliği gözler önünde. Peki bu birliğin ardındaki sorunlara hiç dikkat çekiyor muyuz ? Bir sorun olduğunu dile getirmek bile ayıp ve günah gibi geliyor insanlara.

Bir sürü mesele var dikkat edilmesi gereken; erkeğin kadına tavırları, toplumun kadına bakışı ve kadından bekledikleri, kadının yapmak istedikleri, yapamadıkları ve kırılması gereken daha bir sürü algı.

Kadın erkek mülahazaları hep süregelmiştir. Bu meselede erkeğin fiziksel olarak kadından üstün olmadığını kabul etmek ahmaklık olur   (istisnaları saymamak şartıyla). Kadının daha duygusal, daha kırılgan ve daha narin olduğu muhakkaktır. Fakat fiziksel ve doğal üstünlüklerden başka bir şey değildir. 

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN'ın  ‘’kadın ve erkek eşit değildir  fakat denktir ‘’cümlesine  katılıyorum. Bu cümleye katılmayıp yanlış yöne çekenlerin  de  Cumhurbaşkanımız ‘a olan önyargılarından ötürü katılmadıklarına eminim. Cumhurbaşkanımız cümlesinin ardından iş hayatında da kadının  hamile olduğunda büyük zorluklar yaşadığına dikkat çekmiştir. Fiziksel bir eşitlik yoktur ama  verilmesi gereken değer ve hak edilen saygı bağlamında denklik söz konusudur.

Kadına  Kerime denilirdi Osmanlı zamanında. Küçük kap , korunması gereken göz nuru anlamına gelirdi  Kerime. Kadın korunmalıdır kadına değer verilmelidir fakat bu korunma meselesinde kadının eve kapatılıp, değersizleştirilmesi kastedilmemelidir.

Kadın iş hayatına da atılabilir. Kadının aile bütçesine yardımcı olması dinen de sakıncalı değildir ki yuva kurmanın bu kadar zor olduğu bu dönemde belki de şarttır. Toplumun kadından farklı beklentileri de vardır . İş hayatında cevval olması beklenen kadından aile hayatında gerek eş olarak gerek anne olarak sabırlı ve sakin olması beklenir.

Toplumun kadından beklediği kadının korunaklı olmasıdır. Erkeğe karşı daha korunaklı olması . Erkek de  korunaklı olsun . Kadın mini etek giydi diye laf atmasın , onu taciz etmesin . Kadın daima değerlidir fakat Erkek de  korumayı bilsin.

Şems Tebriz-i kötü kadın diye adlandırılan bir kadına bile  samimiyetle yaklaşıp içindeki Allah imanını çıkarmaya çalışmışken bizlerin, insanların kılıklarına kıyafetlerine bakarak onların arkasından konuşmak ne haddine…

Erkek otobüste ayaklarını açarak oturursa ayıp değil kadın açarsa ahlaksız  oluyor. Yahu  ya ikisi de ahlaklı olsun yada ikisi de birbirine laf etmesin.

Kadın erkek meselesi üzerine düşünüldüğünde en önemli görev öncelikle anne ve babalara  düşüyor.  Erkek çocuk anne babaları çocuğa küçük yaşta ‘’ hadi oğlum göster  bakalım , aç bakalım ‘’ diyerek cinsel bir serbestlik yüklerken kız çocuklarına aynı yaşlarda      ‘’ şşşştt ayıp , kızım kapat elbiseni ‘’ diyebiliyorlar. Meselenin doğuşu buradan kaynaklanıyor. Sonra aldatan erkek aslan oluyor kadın otobüste oturuşuyla bile yargılanabiliyor.

Çevremde  kadını aşağılara çeken zihniyetin ataerkil olduğu  kutsal kitabımızın ataerkil yazıldığı ve kadına değer  veremediği gibi  safsatalarla  karşılaşıyorum. Fakat bu safsataları  uyduran kişiler bilmiyorlar ki ; Kadını aşağılayan zihniyet ataerkil zihniyet değildir. Bu zihniyetin erkeğin egemen olmasıyla alakası  da yoktur.

Kadını aşağılayan zihniyet ahlaksız zihniyettir. ‘’ Kadın ve kız ‘’ ayrımlı  kelimeler kullanarak nereye işaret ettiğini bilmeyen zihniyettir.  Erdemi, ahlakı  hakkıyla bilmeyen zihniyettir . Oğlunu kışkırtıp,  kızını bastıran zihniyettir.

Çocuklarımızı yetiştirirken karşı cinse olan tutumu konusunda eşit hassasiyet göstererek yetiştirmeliyiz. Bu mutlu aile tablosunun çekirdeğini oluşturan en önemli husustur. Mutlu kadın, mutlu aileyi , mutlu aile , mutlu toplumları, mutlu toplumlar da mutlu bir ülkenin ilkesidir.

Ahlaklı  ve mutlu  bireyler olabilmek ve yetiştirebilmek dileğiyle…

Yazarın Yazıları