Büşra ŞEN ÇOBAN
  • 01/01/1970 Son günceleme: 14/09/2014 00:11
  • 11.135

​Felsefeden toplum olarak pek haz etmiyor muyuz ne? Neden bu kadar uzak duruyoruz bu felsefeden? Peki ya nedir bu felsefe?

Latince filia (sevgi ) ve sofia (bilgelik)  kelimelerinin birleşimiyle ortaya çıkan bu kelimenin anlamının bilgelik sevgisi olduğunu bilip de felsefeden uzak durmak akıl karı mıdır acaba?

Mutlak olana ulaşmada, çözüme kavuşmada felsefe (bilgelik sevgisi), bilginin peşinden koşma, nerede? Bilginin peşinden koşmak için düşünmek felsefe yapmak gerekmez mi? Hangimiz bu uzak durduğumuz illeti kullanmıyoruz ki? Her şeyi yaparken düşünüyoruz, doğru olana ulaşma evresine giriyorsak Hangimiz biraz filozof değiliz ki?

“Felsefeciler de biraz şey oluyormuş canım.” cümlesiyle karşılaşmaz mı her felsefeci ferdi? “Şey oluyorlar” dan kasıt aslında normal olmamak mı? Peki, normallikten kasıt ne? Acaba normal olmayan felsefeciler mi yoksa felsefeci olmayan düşünmeden eleştirenler mi?

 Peki, normal ne? Normlara, toplumsal yasalara uymak, hiç eleştirmemek ve farklı olmamak normallik belirtisi mi?

Felsefecilerin normal olmama sebebi düşünmeden eleştirenlerden farklı olarak düşünerek eleştiriyor olması mı?

 Düşünmek anormal mi? Düşünen adam heykelinin bir ülkenin ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin meydanında dikilip akıl hastalarıyla özdeşleştirilmesi mi daha normal yoksa Avrupada başka bir ülkede şehir meydanın da gururla durması mı?

Düşünmekten övülmek mi normal yoksa yerilmek mi?

 Bilime ve ilime düşünerek ulaşmak mı normal yoksa düşünmek ve eleştiri yadsınarak mı?

Felsefecilerin dinsiz olduğunu düşünenlerin din felsefesinden ya da İslam felsefesinden hiç haberleri yok mu?

Pisagorun insana bilgin ve hâkim dememesinin temelini tek hâkim olanın Allah olduğuna bağladığını; Kındi ‘nin felsefenin tanımını yaparken felsefenin insanın Allah'ı istemesi olduğunu, insanın kendini bilmesi olduğunu, bunu bilmeyenler yunanlı Empedoklesin Hz lokmandan dersler, hikmetler aldığını ve yunanlı Pisagor’un peygamberlik kandilinden feyz aldığını  (bk.ebul Hasan el-Amiri s.70; Eibu Süleyman es sicistani s.5 ) da bilmezler mi?

Felsefeden uzak duranların her peygamberin filozof olduğundan fakat her filozofun peygamber olmadıklarından da haberleri yok mu?

İn-İ rüşt  “felsefe ve İslam birbirinin sütkardeşidir” derken felsefecileri dinsiz yorumlamak mantıklı mı?          

Düşünen bireylere bu kadar ihtiyacımız varken neden düşünmek olanaksızlaştırılıyor?

Merak, doldurulması gereken bir boşlukken ve merak, soruların ve felsefenin temelindeyken meraklı bir felsefeci bir yazı yazarsa bu yazı sadece soruyla başlar ve soruyla biter mi?

Yazarın Yazıları