A. Raif ÖZTÜRK
  • 01/01/1970 Son günceleme: 14/09/2014 00:11
  • 7.209

Yürüyüşlerimdeki yorulmalar ve altı sene önce takılan stentin tıkanmış olma ihtimali nedeniyle, 12 Ağustos 2014’de Kavacık Medistate’de dostum Uzm. Dr. Mahmut Akyıldız beye gittim.

Ön tetkikler, EKG, Eforlu EKG, Anjiyo, Eforlu Sintigrafi derken, aile hekimimiz Dr. E.Said Çeleğen ve K.Ciğer Uzm.Prof. Dr. K.Yalçın Polat beyin yönlendirmesi ve sevk-i İlâhi ile 2-3 hafta içinde kendimizi Prof. Dr. Azmi Özler beyin odasında bulduk. Azmi bey ve aile efradım ile birlikte, raporlarımı değerlendirmeye başladık. Kalbimdeki 4 ayrı damarlarımda yüzde 60, 70, 85 ve bir de %90 ölçeğinde daralmalar üzerinde konuşuluyor ve By-Passtan başka çareler aranıyordu. Bir ara merakımdan Prof. Dr. Azmi beye “..bu damarların tıkanma sebeplerini” sordum. Azmi bey: “Vücumuz, ortalama 120 000 kilometre uzunluğunda kan damarlarıyla döşeli” diye söze başlayınca, ben birden başka âlemlere daldım. Benliğimde fırtınalar kopmaya başladı. Azmi beyin bundan sonraki konuşmalarını duymaz oldum.

Nasılsa aile fertlerim dinliyorlar diye, şu önemli ve ulvî tefekkürümü kesmedim: “Tam 60 küsur seneden beri, 120 000 Km. uzunluğundaki damarlarımı, benim hiç haberim olmadan, arızasız bir şekilde tıkır tıkır çalıştıran o Yüce Kudret cc, elbette bu (0,5x4=) 2 Cm.’lik kısmı (HÂŞÂ) İHMAL EDECEK değildi yâ. Elbette burada başka mesajlar vardır” diye düşünmeye başlamıştım. Bana sorulan bir soru üzerine, Risale-i Nur ekolünün bana öğrettiği bu ulvî tefekkürüm de bozulmuştu. Eve döner dönmez çalışma odama girdim, bilgisayarımın başına geçtim ve tefekkürüme, hastahanede kaldığım yerden devam etmeye başladım...

Evet, öncelikle 120 000 Km. uzunlığundaki damarları ve o uzunluğu doğru anlamak lazım. Bu uzunluk “..vayy be, epey de uzunmuş” diyerek geçiştirilecek bir uzunluk değildir. Şöyle ki: Şu koskoca dünyamızın Ekvatoral çevresi 40,075 km’dir. Benim damarlarım (şayet) açılarak Ekvatör çevresinde sarılabilse, dünyayı tam üç defa sarmalayabilecek uzunluktadır. Damarların yapısı da basit bir boru ve kablo gibi de değil. Her milimetresi müthiş harikalıklarla ve chek-valflerle (Venöz Pompalarla) doludur. 

Benim 120 000 Kilometre damarımdan, (0,5x4=) sadece 2 santimi arızalı. Bu arızaların da iki sebebi var. Birincisi; dengesiz beslenmeler, dış faktörler veya hor ve kötü kullanım… İkincisi ise İLÂHİ MESAJ yönü. Yani, Yüce Rabbim bana “..Ey Raif kulum, şu senin vücudundaki 120 000 Km. uzunluğundaki damarlarını, 1950 yılında ben döşemiştim. Senin, annenin ve babanın haberleri bile yoktu. Mücizevi bir mekanizma olan kalbini de ben tesis ve inşâ edip, bu yaşına kadar tıkır-tıkır çalıştırarak, vücudunun ihtiyacı olan tüm erzakı, yani hergün 9 TON kanı, benim aralıksız tecellilerimle pompalıyordum. Yine senin haberin bile olmuyordu. Beni başka nimetlerimden dolayı belki bazen hatırlıyordun ama senin vücudundaki bu tecellilerimi, hiç aklına bile getirmiyordun. ‘Ne kadar da AZ şükretti’ğini gördüğüm ve ibret-i âlem için, 120 000 Km damarının sadece 2 cm’lik kısmının daralmasına fırsat bıraktım. Tâ ki, sen kendine gelesin!... Bak, geriye kalan 119 999.99998 Km’si yine benim sınırsız İlim, Kudret, SAMED, Hikmet ve Rahmet tecellilerimle, her saniye işletilmeye devam ediyor…

Şimdi düşün: Sen sadece şu 2 cm’lik kısmen tıkalı damarlarını açtırmak için, hastanelere BİNLERCE LİRA harcayacaksın. Diğer 119 999.99998 Km’lik kısmını hâlen sağlıklı çalıştırdığım için, acaba bana ne kadar minnet borçlusun? Şu yaşına geldiğin halde, şimdiye kadar bana ne verebildin?...” (Diğer organlar, kemikler, sinir sistemi ve tüm başka nimetler hariç.)

Evet dostlarım. Sadece şu birkaç dakikalık tefekkürden anladım ki; Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerimde defalarca “..Ne kadar da az şükrediyorsunuz!” “Allahın ni’metlerini nasıl yalanlarsınız?” ..ve de Tevbe suresi, 24. Âyette; De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım ve akrabanız, ter dökerek kazandığınız mallar, kesâda (iflâsa) uğramasından endişe ettiğiniz ticaret, hoşunuza giden evleriniz, size Allah'tan ve Resulünden ve O'nun yolunda cihad etmekten (İslâm uğrunda çaba göstermekten, mücadele etmekten) daha sevimli ve önemli ise. . . o halde Allah (azap) emrini gönderinceye kadar bekleyin!...” ..buyurmakla ve bazı hastalıklarla Yüce Rabbimiz bizleri merhameten uyarıyor. Bizlerin O Yüce ve sınırsız Kudrete karşı olan GAFLETİMİZİ hatırlatıyor…  

Bediüzzaman Hz.’nin, Hastalar risalesinden birkaç vecize ile tefekkürümüzü taçlandıralım:

  • Ey hasta: Senin hakkın şikâyet değil, şükürdür ve sabırdır. Çünkü senin vücudun ve âzâ ve cihazâtın senin mülkün değildir. (Allah’ın CC. Mülküdür ve sana emanettir.)

Eğer hastalık olmazsa, sıhhat ve afiyet GAFLET verir, dünyayı hoş gösterir ve âhireti unutturur.

  • Hastalık madem gafleti dağıtıyor, kaldırıyor, iştahı kesiyor, gayr-ı meşru keyiflere gitmeye mâni oluyor. Ondan istifade ediniz. Hakikî imanın kudsî ilâçlarından ve nurlarından, tevbe ve istiğfarla, dua ve niyazla istimal ediniz.
  • Hastalık seni tam uyandırıncaya kadar sabra çalış. Ve hastalık vazifesini bitirdikten sonra, Hâlık-ı Rahîm inşaallah sana şifa verir.
  • Tedâvi için ilâçları almak, istimal etmek meşrûdur; fakat tesiri ve şifâyı Cenâb-ı Haktan bilmek gerektir. Derdi O cc verdiği gibi, şifayı da O veriyor. (Dr.’lar & İlaçlar vasıtadır.)
  • O hastalık, senin vücuduna misafir olarak gönderilmiştir. İnşallah çabuk vazifesini bitirir, gider. Ve âfiyete der ki: "Sen gel, benim yerimde daimî kal, vazifeni gör. Bu hane senindir, âfiyetle kal." der… (..İnşallah, en kısa zamanda…)

Cenâb-ı Hak bana ve tüm hastalara âcil şifalar versin, ilâhi mesajları idrak etmemizi nasip etsin. Hastalıklarımızı günahlarımıza keffâretü'z-zünub yapsın. Âmîn…

“Hastalandığım(ız) zaman bana (ve bizlere) şifa veren O'dur.” (Şuara Sûresi, 86. Âyet.)

DUA TALEBİM: 16 Eylül 2014 Tarihinde hastaneye yatış ve 17 Eylül 2014 Çarşamba günü itibariyle By-Pass ameliyatım programa alınmıştır. Sizlerden; başarılı ve sağlıklı bir ameliyat ve en kısa zamanda bendenize ŞİFALAR nasip etmesi için, Yüce Rabbimizden müstecap dualarınızı ve (Kur’ân, Cevşen, Tahmidiye v.d.) niyazınızı istirham ediyorum. Allaha Emanet Olunuz ve hakkınızı helâl ediniz…

Yazarın Yazıları