Beykoz'da siyasiler 1 Kasım 2015 Seçimleri’nden umutlu

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven'in 26. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nin 1 Kasım 2015 Pazar günü yapılacağını açıklamasının ardından, gözler siyasi parti liderlerine çevrildi. 7 Haziran Genel Seçimleri'nin ardından koalisyon kurulamaması nedeniyle Türkiye yeniden bir seçim atmosferine girerken, Dost Beykoz da ilçedeki siyasetin nabzını tuttu.

TBMM'ye 258 Milletvekili'yle gelen AK Parti'nin Beykoz İlçe Başkanı Mustafa Gürkan, Dost Beykoz'a bir açıklama yapmayacağını söylerken, 132 Milletvekiliyle Meclis'te yer alan Anamuhalefet Partisi CHP’nin Beykoz İlçe Başkanı Şevket Arıkan, 1 Kasım Seçimleri'ni "Bir inatlaşma, bir dayatma; milleti yok sayma ve bir kaprisin sonucu" olarak değerlendirdi. 80'er Milletvekiliyle Meclis'te yer alan partilerden MHP’nin Beykoz İlçe Başkanı Akif Taşdemir, devlet bütçesinden partilerin yararlanamayacak olmalarını değerlendirirken, "Bizimkiler parayla bayrak asmıyorlar... Parayla propaganda yapmıyorlar... Onun için bizim için sorun değil" şeklinde konuştu. TBMM'ye 80 Milletvekili'yle giren bir diğer parti HDP'nin Beykoz İlçe Eşbaşkanı Şakir Demir ise "Baskılar bizi yıldıramayacak! 1 Kasım'daki seçimlerde Beykoz'dan 15-16 bin oy almayı hedefliyoruz" dedi.

‘Saadet Partisi ve BBP ittifak yapmayacak!’

Dost Beykoz, Türkiye Genel Seçimleri'nin 1 Kasım 2015 Pazar günü yapılacak olmasının kesinleşmesinin ardından, ilçedeki siyasi parti liderlerinin düşüncelerini mercek altına aldı. AK Parti'den CHP'ye... MHP'den BBP'ye... Saadet Partisi'ne kadar birçok parti ilçe başkanıyla görüşen Dost Beykoz, başkanlara "1 Kasım'daki seçimlere hazır olup olmadıklarını" sordu. AK Parti Beykoz İlçe Başkanı Mustafa Gürkan dışındaki tüm parti liderleri Dost Beykoz'un sorularını yanıtlarken, BBP Beykoz İlçe Başkanı Melih Perçin, Saadet Partisi'yle bir ortak seçim çalışması yapıp yapmayacakları konusuna da açıklık getirdi. Yasalara göre 2 dönem üst üste partilerle ittifak kurulamayacağını hatırlatan ve seçimlere BBP olarak gireceklerini anlatan Melih Perçin, buna karşın farklı yol ve yöntemlerin de denenebileceğinin olasılıklar dâhilinde olduğunu kaydetti. Öte yandan Saadet Partisi'nin Beykoz İlçe Başkanı Şeref Kaçmaz, 7 Haziran Seçimleri sonrası ülkede bir koalisyon oluşturulamamış olmasını eleştirerek, "Biz eğer Milli Görüş olarak, Saadet Partisi olarak Meclis'te yer alsaydık, bir Hükümet kurulması için her türlü çabayı gösterirdik. Ne gerek vardı böyle bir seçime? Vatandaş zaten oyunu kullanmış. Bir araya gelinmeli ve Hükümet kurulmalıydı" dedi.

İşte Dost Beykoz'un sorularını yanıtlayan ilçe başkanları ve 1 Kasım 2015 Türkiye Genel Seçimleri hakkındaki düşünceleri:

CHP Beykoz İlçe Başkanı Şevket Arıkan:

- Türkiye bu 1 Kasım seçimine sadece bir inatlaşma, sadece bir dayatma; 'Millet iradesi' diyerek seçim kampanyaları yürütmelerine rağmen, millet iradesine saygısızlığın, hiçe saymanın, yok saymanın, kaprisin bir sonucu olarak gidiyor. Bu insanlara 2 maaş ikramiyeyi çok görürken, bu insanların cebinden bir seçim bütçesi daha harcanacak. Bu ülkeye yazık... Bu insanlara yazık...

- 7 Haziran öncesi bu ülkede bir tek terör olayı yokken, sırf kendi seçim şartlarını hazırlamak amacıyla toplumu geren bir anlayışla; sorumsuz demeçlerle, sorumsuz açıklamalarla büyük bir gerilim ve her gün kan, her gün gözyaşı, her gün acı yaşıyoruz... Bu, sağduyulu hiçbir vatandaşımızı mutlu etmiyor. Ama bunun nedeni ne diye, seçmenimizin düşünmesi lazım... Neden 7 Haziran'dan önce böyle olaylar yoktu?

- Türkiye'nin bu kan gölünden, bu kaostan, bu ekonomik çıkmazdan çıkması lazım... Türkiye burayı ancak Cumhuriyet Halk Parti'yle; 'Savaşa Hayır! Barış istiyoruz!' diyen Cumhuriyet Halk Partisi'yle aşabilir. Kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta sulh, cihanda sulh' ilkesini terk eden tek parti AKP'dir... AKP bunu yaptığı için de Türkiye, bir Ortadoğu bataklığına doğru sürüklenmektedir. Türk Halkı'nın 100 yıllık Misak-ı Milli sınırları, bugün tehdit altındadır. 1 Kasım Seçimleri'nde Beykoz seçmeni de Türk Halkı da inanıyorum ki, bu seçimlerde barışı isteyenlerin yanında olacaktır. Huzuru, toplumsal mutluluğu isteyenlerin yanında olacaktır. Demokrasiyi, insan haklarını, yaşam alanının özgürleştirilmesini isteyenlerin yani Cumhuriyet Halk Partisi'nin yanında olacaktır.

- Bizim partimizin çıkarları, ülkemizin çıkarlarının çok gerisinden gelir... Ülkemizin en küçük bir çıkarının önüne, gerek kişisel gerek kurumsal olarak çıkarlarımızı asla koyamayız! Böyle bir şey sözkonusu değil! Göreceksiniz; Türk Halkı şu kararı verecek: Diyecek ki, 'Biz sana 258 milletvekili verdik! CHP'ye 132 milletvekili verdik! Geniş tabanlı bir Hükümet kurun, dedik! Şimdi ben sana verdiğim 258 milletvekilini 200'e indiriyorum; CHP'yi 270 milletvekiline taşıyorum! Yine sizin ikinizi tek başına iktidar yapmıyorum! Bir araya geleceksiniz ve bu ülkeyi yöneteceksiniz!' diyecek... Hiçbir siyasi irade, hiçbir güç, Halkın verdiği gücün önüne geçemeyecek ve inanıyorum ki, bugüne kadar kurulamayan Hükümet, 1 Kasım'dan sonra 2016'da Cumhuriyet Halk Partisi-AKP Koalisyonuyla ve yeni umutlarla kurulacak ve Türkiye yoluna devam edecek...

MHP Beykoz İlçe Başkanı Akif Taşdemir:

- Biz seçimlere 1071'den beri hazırız... Bizim zaten parayla işimiz yok... Bizim arkadaşlarımız para için gelmiyor herkes dava adamı... Bizimkiler parayla bayrak asmıyorlar, parayla propaganda yapmıyorlar...

- 7 Haziran sonrası gelen şehit haberleri konusunda şunu söylemek isterim: Biz, bu acı kendi yüreğimize düşmüş gibi hissediyoruz. O kardeşlerimizin ailesini, kendi 

kardeşlerimiz gibi görüyoruz. Bu düşüncelerimiz artık Allah'ın da kulun da bildiği şeyler... Ama yalnızca biz değil; bütün milletimizin de; CHP'lisinin AKP'lisinin de

 tabanındaki insanlar bunu yaşıyor. Ancak yönetici kadrolar için bir şey diyemem... Çünkü AKP'nin yöneticilerinin kendileri dedi: 'Biz tek başımıza iktidar olsaydık, böyle bir şey yaşanmazdı! Başkan yapmazsanız, sonucuna katlanırsınız!' dediler. Peki, ben şimdi soruyorum: Eskiden bir hilâl için şehit olunurdu; şimdi ne için şehit olunuyor?

- Biz vatan için kendi canımızı ortaya koyarız kardeşim! Gerekirse biz canımızı veririz. Bizim hiç kimseye ihtiyacımız yok! İş bize düşerse, biz her zaman hazırız...

- Biz kandan nemalanmıyoruz! Biz kimsenin şehit olmasını istemiyoruz! Biz huzur istiyoruz... Yalnızca Türkiye'de değil; Dünya'da savaş olmasın! Ancak ülke sözkonusu ise... O zaman başka... Ülkemize saldırı sözkonusuysa, biz savaşa da hazırız; bunu söylüyoruz.

- Biz, Kürt ile PKK'yı ayırıyoruz. Bizim bugün ilçemizde bile Kürt üyelerimiz var. Bizim milliyetçilik aşkımız ırka dayalı değil... Bize bu suçlamaları yapanlar, geçmişte ne yaptığımızı önce bir araştıracaklar...

- MHP'nin bir araya gelmeyeceği tek bir parti var: HDP... Onun dışında herkesle olabilir. Ancak bu koalisyon kurulması konuları bizi aşar. Yine de biz seçimden sonra geçen süreçte 'Koalisyon yapmayız!' diye bir şey demedik. PKK'nın 12 maddesini kabul eden AKP, bizim 4 maddemizi kabul etmedi!

HDP Beykoz İlçe Eşbaşkanı Şakir Demir:

- HDP mahallelerde çalışma yapmaya başladı. Üstelik yoğun bir şekilde başladık.

- Biz bir karıncanın bile incinmesinden yana değiliz. Her gün cenaze geliyor. Bunun vebali çok büyük... Lanet olsun! Kendi koltukları için yapıyorlar. Sorumlusu kesinlikle AK Parti'dir! AK Parti, bu yaşanılanlardan birinci derecede sorumludur. Bunu ben değil dünya basını söylüyor... Ülkede Milleti uyutuyorlar...

- Yenilenecek seçimler sonrasında da bana göre bir koalisyon kurulmak zorunda... Klasik anlamda da buna bakmamak lazım... Biz bu seçimlerin, sağlıklı düşünen insanların, sağlıklı kararlar alacağı bir seçim olacağını düşünüyoruz...

- HDP ve PKK farklı... Bizimle hiçbir alakası yok PKK'nın... HDP farklı bir proje... Aynı tabana hitap ediyoruz belki ama HDP projesi çok daha derindir. Halk tarafından da benimsenmiştir. İnsanları görüyorsunuz... İnsanlar barış istiyor.

Saadet Partisi Beykoz İlçe Başkanı Şeref Kaçmaz:

- Biz, 7 Haziran seçimleri sonuçları açıklandıktan sonra bir koalisyon ortaya çıkmayacağını öngörmüştük. Genel Başkanı'yla ve ilçe toplantılarında bunu söylemiştik.

- Seçimlerin ardından bütün partililerimiz, çalışmalarına zaten devam ettiler. Yani biz seçime hazırız! Şimdiye kadar nasıl bir kadromuz varsa, 1 Kasım'da onun da üzerine eleman katarak, seçime gireceğiz. Çünkü 7 Haziran'dan sonra teşkilatımıza, değişik kesimlerden katılımlar oldu. Biz bu katılan arkadaşlarımızdan bazılarına mahallelerde görev de verdik. Biz 1 Kasım Seçimleri'ne 7 Haziran'dan daha iyi hazırlandık.

- Biz eğer Milli Görüş olarak, Saadet olarak Meclis'te olsaydık, bir Hükümetin kurulması için her türlü çabayı gösterirdik. Ne gerek vardı böyle bir seçime? Vatandaş oylarını kullanmış... Bir araya gelerek bir Seçim Hükümeti kurulmalıydı... Burada çok açık olarak ifade ediyorum: MHP'nin tavrı olumsuzdu; kötüydü... Oysa Meclis'e giren partilerin omuzlarında çok büyük bir sorumluluk vardır...

- 1 Kasım 2015 Seçimleri'nin sonuçları konusunda şunu söylemek isterim şimdiden: Biz, her şeyden öte siyasiler olarak, çok fazla matematiksel verilere gerek kalmadan sonucu görüyor ve değerlendirme yapabiliyoruz. Bakınız, iktidar partisinin en son yaptığı ankette Saadet Partisi'nin yüzde 3,1 oy oranı olduğu ortaya çıktı. Tarih, tekerrürden ibarettir... Biz, geçmiş zamanlarda birçok kez koalisyon ortakları olmuşuz... Biz, 45 yıllık mücadelemizde dün de böyleydik, bugün de böyleyiz; yarın da böyle olacağız. Bizim Milli Görüş olarak temel değerlerimiz var, bir takım prensiplerimiz, ilkelerimiz var... Biz hiçbir zaman İsrail’le stratejik ortaklık kuran insanlarla bir araya gelemeyiz! Bizim AKP'yle seçmen tabanlarımız birbirine benzeyebilir. Ancak Saadet Partisi'nin temel ilkelerinden taviz vermesini kimse beklemesin! Biz İslam Birliği'nden yanayız, onlar AB'den yana... Biz siyasetimizi kardeşlik esasına göre yapıyoruz; onlar ayrımcılık yapıyorlar.

- Bizim teşkilatımızın dünyevi beklentileri yok! Mevkide, parada pulda hiçbirimizin gözü yok. Bizim bir davamız var: Yeryüzünde hakkı ve adaleti sağlamak... Milletimiz dün öyle vermişti, bakarsınız yarın yüzde 20 verir... Takdir her zaman halkındır... Yoksa biz rakamsal düşüşlere hiç bakmayız! Ancak şunu söylemek gerekiyor: Son yaşanılanlar, Meclis'te Milli Görüş'ün eksikliğini ortaya koyması açısından fevkalade önemlidir. TBMM'nin Milli Görüş'e ve Saadet'e ihtiyacı vardır. Bu kutuplaşmalara son verilmelidir. Milletimiz, daha yüksek sesle kardeşliğe ihtiyacımız olduğunu haykırmaya başlamıştır.

BBP Beykoz İlçe Başkanı Melih Perçin:

- Şu anda en kısa zamanda yetkili kurumlarla bir araya gelerek çalışmalara başlayacaktır.

- Seçim öncesi meydana gelen kutuplaşma bugün de devam ediyor. Siyasetin bir an önce normalleşmesi lazım... MHP'si AKP'si CHP'si bir araya gelip konuşabilmesi lazım... Siyasi üslubun yumuşaması gerekiyor.

- BBP olarak bizim görüşümüz: Milliyetçi Muhafazakâr... Bu seçimlerde BBP, MHP ve AKP'nin bir araya gelmesi gerekiyor... Halkın beklentilerini karşılayacak bir şeyler olması lazım...

- Partimiz, bu seçimlerde hukuken tek başına seçimlere girmesi gerekiyor. Çünkü yasalara göre 2 Genel Seçim üst üste ittifak yapılamıyor. Biz 1 Kasım Genel Seçimleri'ne kendi kimliğimizle gireceğiz. Bizim gönlümüz tek başımıza girmekten yana... Ancak ara formüller de olabilir.

- Bu seçim sisteminin değişmesi lazım... Hem baraj düşürülmeli, hem Siyasi Partiler Kanunu değişmelidir.

Haber Merkezi