Selahattin Karakaşlı İmam Hatip Ortaokulu, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin vuslatının 471. yılında Ahmet Mithat Efendi Kültür Merkezi’nde anma programı düzenledi.
Programa katılan Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Muharrem Kaşıtoğlu, Beykoz Belediye Başkanı ile İstanbul Valisi Vasip Şahin'in Belediye ziyaretinde konuştuklarını haber vererek, "İnşallah en kısa zamanda Selahattin Karakaşlı İmam Hatip Ortaokulu hak ettiği binasına kavuşacaktır. Sayın Başkanımız Yücel Çelikbilek, bu konuda Vali Bey'den yardım isteyerek, projenin onaylanması durumunda tüm masrafları karşılayacağının müjdesini vermiştir" diye konuştu.
‘Mevlânâ, Rabbine kavuştuğu güne ‘Düğün Gecesi’ demişti…’
Türkçesi 'Düğün Gecesi' anlamına gelen Şeb-i Arûs, Farsça 'şeb' yani gece ve Arapça 'arus' yani düğün sözcüklerinin bir araya gelmesiyle oluşuyor. Şeb-i Arûs, Mevlânâ Celaleddin-i Rumi'nin öldüğü gecedir ve Mevlânâ bu geceyi Rabbine sevgiliye kavuşma gecesi olarak düşündüğü için 'Düğün Gecesi' olarak adlandırır. Mevlânâ'nın ölüm yıl dönümlerinde 17 Aralık tarihine denk gelen haftalarda yapılan ve Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri olarak isimlendirilmeye başlanılan törenler, halk arasında "Şeb-i Arus" olarak da anılmaktadır. Beykoz’da saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başlayan programa, Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Muharrem Kaşıtoğlu, Milli Eğitim İlçe Şube Müdürü Necla Çağlayan, Beykoz Belediye Meclis Üyesi Tuncer Dede, Selahattin Karakaşlı İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Ömer Çalışkan, çok sayıda öğrenci ve veli katıldı.
Beykozlu Hafız Muhammed Polat’ın okuduğu Kur-an’ı Kerim tilavetiyle başlayan program yaklaşık iki saat sürdü. Okunan Kur-an’ı Kerim Tilaveti’nin ardından ise protokol konuşmalarına geçildi. İlk konuşmayı Selahattin Karakaşlı İmam Hatip Ortaokulu Müdürü Ömer Çalışkan yaptı. Çalışkan, “Mevlana, İslam Dünyası’nın en büyük düşünürlerinden âlimlerinden bir tanesidir. Mevlana’nın anıldığı yerde söylenecek fazla da bir şey yok. Kendi şahsını anlatırken ‘Ben Kur’an-ı Kerim’in Dünya’daki beldesiyim. Hz. Muhammed’in ayağının tozuyum. Aksini söyleyenden ise şikâyetçiyim’ cümleleriyle anlatıyor. Biz de kendisini 471. yıldönümünde anıyoruz” diyerek salondaki misafirlere katılımlarından dolayı teşekkür etti.
Necla Çağlayan: “Okuma yazma bilmeyen kalmasın!”
Okul Müdürü Ömer Çalışkan'ın yaptığı açılış konuşmasının ardından ise Beykoz İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Necla Çağlayan konuşmalarını yapmak üzere kürsüye çağırıldı. Çağlayan konuşmasında, genç kızların okuması için velilerden rica da bulunurken, “Bu önemli günde bu programa katılan herkese teşekkür ediyorum. Böylesine güzel bir programda ise bayanların çoğunlukta olduğunu görmek benim için mutluluk ve gurur kaynağı oldu. Bu kadar kalabalığı bir arada görmüşken söylemek istiyorum. Çocuklarımızı okutalım. Özellikle kız çocuklarımdan ve yaşı olgunluğa erişmiş hanım kardeşlerimizden okuma yazma bilmeyen kalmasın. O kardeşlerimizi ilçemize bekliyorum. Halk Eğitim Müdürlüğümüze bekliyorum. Diğer yandan Şeb-i Arus törenleri bugün Konya’da da kutlanmaya başladı. Bu programla aynı günde olması güzel bir tevafuk oldu. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diyerek programa emek verenlere teşekkür etti.
‘Kaşıtoğlu, salonu dolduran çocuklarla birlikte şiir okudu’
Milli Eğitim Şube Müdürü Necla Çağlayan’ın konuşmasının ardından Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Muharrem Kaşıtoğlu kürsüye çıktı. Mevlana'nın ünlü 'Etme' şiirini seslendiren Kaşıtoğlu, bu sırada şiirin 'Etme' denilen kısmını ise öğrencilere bıraktı. Kürsüden şiir okuyan Başkan Yardımcısı Muharrem Kaşıtoğlu'nun yarım bıraktığı yerlerde salonu dolduran öğrenciler hep bir ağızdan 'Etme' diye bağırınca, güzel bir senkron da yakalanmış oldu. Öte yandan Mevlana'nın ünlü şiirinin tamamı ise şöyleydi:
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme
Başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun, etme
Çalma bizi, bizden bizi, gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun, etme
Ey ay, felek harap olmuş, ziyan olmuş senin için
Bizi öyle harap, öyle ziyan ediyorsun, etme
Ey, makamı ‘var’ ve ‘yok’un üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun, etme
Sen yüz çevirecek olsan, ay kapkara olur gamdan
Sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun, etme
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun, etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme
Ey, cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun, etme
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun, etme
Bizi sevindiriyorsun, huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun, sen mahvediyorsun, etme
Harama bulaşan gözüm, güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen, hırsızlık ediyorsun, etme
İsyan et ey arkadaşım, söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme
Haber Merkezi
