Kader GÜR
  • 13/12/2015 Son günceleme: 14/12/2015 10:49
  • 10.291

Beykoz’da bulanık sulardan beslenip balık avlamayı meslek edinenlerin kesinlikle takip ettiklerinden eminim…

Takip edemeyenler için hatırlatıyorum… Dost Beykoz yazarı Kader Gür’ün “Yücel Çelikbilek’in talihsizliği” başlıklı makalesi Beykoz’da kıyamet kopardı. Nedeni de; bu yazıda AK Parti Beykoz İlçe Başkanı’nın eleştirilmesi ve bir takım yanlışlıkların tekrar edilmemesine yönelik uyarılardı.

Hani derler ya, ‘her şeyde bir hayır vardır’… Bu işten de bir hayır çıktı… Hem Mustafa Gürkan’ın ne kadar tahammülsüz olduğunu, hem de yönetimindeki kraldan çok kralcıları öğrenmiş olduk. Bu işte kimin haklı kimin haksız olduğunun çok bir önemi yok… Sonuçta bir tarafta siyasi bir değerlendirme diğer tarafta ise bu değerlendirmelere muhatap bir siyasi… Hal böyleyken, konuyu İlçe Yönetim Kurulu’nda gündeme getiren Mustafa Gürkan’ın doğru konuşmadığını ve sabıkası nedeniyle meclis üyesi olamayıp ilçe yönetimine kapağı atanların telkinleriyle hareket ettiğini, maalesef görmüş bulunuyoruz. Gürkan, sonuçta dalkavukluk sisteminden yararlanmaya karar vermiş… Hayırlı olsun…

Mustafa Gürkan’ı ve AK Parti’yi savunmak bu tarzların eline düştüğüne göre Gürkan’ın kafasını iki avucunun içine alıp düşünmesi lazım.

Dost Beykoz’a yönelik faşist duygularını tescil ettirmek amacıyla Yönetim Kurulu üyelerinin desteğini böyle bir konuda arkasına alma gereği duymuş olsa da yönetim kurulundaki birçok arkadaşın böyle bir konuda Gürkan’ı gerçekten desteklediğine asla ihtimal vermiyorum. Çünkü bu durum AK Parti’nin fıtratına aykırıdır.

Gürkan, doğru olmayan bir sürü şişirme mesele anlatmış toplantıda… Bu tartışmanın, bir kişinin AK Parti’ye katılımına karşı çıkmam nedeniyle başladığını söylemiş… Böyle bir şey yok… O kişiyle ilgili Gürkan’ın hiçbir tasarrufta bulunamayacağını bilecek kadar konulara hâkimiz…

Dolayısıyla Mustafa Gürkan’ın doğru konuşmadığını ortaya koyacak bir sürü kanıt elimde gerekirse yayınlarım… Fakat şu konuya dikkat çekmek istiyorum Gürkan, aynı toplantıda, benim Gürkan ile irtibata geçmek için girişimlerde bulunduğumu söylemiş… Böyle bir girişimde; bulunan da, bulundu diyen de, şerefsizdir, ahlaksızdır, namussuzdur… Demek ki, gönderdiğin temsilciler sana doğru bilgi vermeyerek, seni kandırmışlar…

Mustafa Gürkan, sen bir siyasi partinin ilçe başkanısın. Sana kimse iftira atmamış, küfür etmemiş, hakaret varı bir tavırda bulunmamış… Buna rağmen bu kadar tahammülsüzsen; yazıklar olsun… Üstelik iktidar partisinin ilçe başkanısın… Sana o gömlek fazla geliyor… Bence derhal istifa et ve bu partiyi daha fazla küçültme…

Şunu itiraf etmeliyim ki, Yönetim Kurulu’nda bir çoğunluk olduğu için alınan kararı saygıyla karşılamış olsam da, Dost Beykoz temsilcisini programdan dışarıya çıkartacak kadar, ne AK Parti’yi nede kendini küçük düşüreceğini tahmin edemedim…  Ne demek bir gazeteciyi AK Parti programından dışarı çıkartmak. Bu parti senin şahsı malın değildir…

Kişisel egolarını tatmin etmek için AK Parti’yi önüme çıkartacağını düşünmedim… Ama şimdi şimdi sana hak vermeye başladım. Çünkü Mustafa Gürkan olarak gücünün yetmeyeceği yerde, tabi ki AK Parti’yi silah olarak kullanacaksın! Zaten bu zamana kadar yaptığın her işi AK Parti kimliği altında kotarmadın mı?

Mustafa Gürkan’ın yönetim toplantısında, “Bu konuyu bir daha açmayacağım” demiş olmasına rağmen, Dost Beykoz temsilcisini dışarıya çıkarttıktan sonra İlçe Danışma Meclisi toplantısında yine arkamızdan konuşmuş… Ne demiş? Kendine AK Partili diyen basın grubunu, ‘içlerindeki Ruslar’ olarak nitelendirmiş…

Bak Mustafa Gürkan! Ben hiç sağa sola yalpalamıyorum! Direkt mesajı alıyorum. Beykoz’da kendine AK Partili diyen bir basın grubu yok… Basın gruplarının içinde kendine AK Partili diyen kişiler var. Mesela ben… Ve diğer bir basın kuruluşunda olan arkadaşlarımız var… Geçmişte AK Parti içinde oldular ve hâlâ AK Parti içindeler… Benim de o arkadaşların da geçmişini herkes bilir; sen de bilirsin…

Bu kadar net ve her şey ortada iken; beni kastettiğin kesinde ola ki, ‘yok seni değil, onları kastettim’ dersin ya belki, öyle bile olsa ‘AK Parti içindeki Ruslar’ nitelendirmene karşı ben de ‘Bir insanın bunu demesi için Ermeni olması lazım’ derdim ama en azından adaletli birkaç Ermeni tanıdığım için bunu söylemiyorum.

Yüzde 50’nin şımarıklığıyla konuştuğun Danışma Meclisi toplantısında bir de Orhan babadan alıntı yapmışsın. “Beni böyle sev seveceksen”…

Seni Allah sevsin Mustafa… Bize ne senden!

Yazarın Yazıları