Kader GÜR
  • 09/06/2014 Son günceleme: 06/09/2014 00:11
  • 7.495

Bu yazımda da konu yine Yücel Çelikbilek olacak... Zaman zaman övgü zaman zaman da eleştiri satırlarının olacağı bu yazıyı tamamen yüreğimden gelen duygularımla yazıyorum.

Daha önceki yazımda Yücel Çelikbilek için, "Allah razı olsun" ifadelerini kullanmış, bunun nedenlerini bir sonraki yazımda açıklayacağımı yazmıştım. Şunu belirtmek isterim: Ben Yücel Çelikbilek'e kimi zaman sert eleştiriler de yaptım ancak hiçbir zaman art niyetli olmadım! Ben yalnızca onun görmediği (belki de gördüğü ancak sabrettiği)  etrafındaki art niyetli insanlara dikkatini çekmeye çalıştım... 30 Mart Seçimleri öncesi ve sonrası ise uyarılarımda ne kadar haklı olduğum ortaya çıkmıştır. Bu bile benim için bir kazanımdır.

Ha, biz kendimize göre iyi niyetliyiz de karşı tarafa ‘iyi niyetimizi ispat etmek’ gibi bir zorunluluğumuz mu var? Elbette yok!  Ama birileri sizi iyi niyetten uzak kahpece emellerine alet etmeye çalışıyorsa, zannediyorum böyle bir duruma onurlu hiç kimse rıza göstermez! Biz de onurlu insanlar olduğumuz ve olma niyetimizden de tavız vermeye niyetimiz olmadığı için zaman zaman sert ifadeler kullandık.

Bize karşı bu tür kampanyaların içinde olanlar, 30 Mart Seçimleri'nde de Yücel Çelikbilek'e yönelik bu tarz bir kampanya yürüttüler... Ama Çelikbilek'in kendine olan güveni ve yüreğinin genişliği bu tarz girişimleri bertaraf etmeye yetiyor ki, kendisine karşı her türlü entrikanın içinde yer alanları ‘danışmanı’ dahi yapabiliyor. Çelikbilek'in bu davranışı dünya için hiçbir korkusunun ve siyaseten hiç bir çekincesinin olmadığını anlatmaya yetiyor. Buda AK Parti ve Beykoz için büyük bir kazanımdır!...

Ben, yüreğindeki neyse dilindeki de aynı olan bir insanım... Bir insanı eleştirmek, ondan vazgeçmek anlamına gelmez...  Yani demem o ki, Beykoz'da AK Parti politikalarını hayata geçirmekle yükümlü olan Yücel Çelikbilek'i eleştirmek son derece doğaldır. En azından dünya görüşümüz ortadadır, eleştirilerimiz hiç bir zaman art niyet ve çıkar amaçlı olmamıştır.

Bunun paralelinde Yücel Çelikbilek de en az Recep Tayyip Erdoğan kadar güven duyduğumuz ve göğsümüzü gere gere savunabildiğimiz erdemi her zaman göstermiştir… Nedenlerini birçok örnekle ortaya koymak mümkündür. Bundan bir yıl önce yazmış olduğum bir yazıda, "10 yıl sonra Beykoz halkı Yücel Çelikbilek için Allah razı olsun diyecek" demiştim. Her halde bu 10 yılı bulmayacak gibi geliyor bana...  Çünkü Beykoz Halkı gerçekten bu 2B Yasası sayesinde sınıf atlamış, bundan dolayı da daha şimdiden Yücel Çelikbilek'e ‘Allah razı olsun…’ diyenlerin sayısı on binleri aşmıştır…

Tapu konusu, AK Parti'nin 30 Mart Seçimleri'nde kendisinin en büyük yardımcısıydı. Bunun yanında turizme ve spora yönelik projeleri vardı. Biz de Beykoz Halkına en büyük katkıyı Yücel Çelikbilek'in sağlayabileceğini öngörerek, muhalefetin tüm yalan dolan ve hırçınlığına rağmen Çelikbilek ısrarımızdan vazgeçmedik! Çok şükür, Yücel Çelikbilek ilk zamanları olmasa da daha sonraki süreçte, bizim asıl amacımızın Beykoz'a hizmet ve güçlü iradeyi muhafaza etmek olduğunu fark etti ve uyarılarımızı dikkate aldı. Alması da kendi yararına oldu çünkü bizler her gün sokaklarda dolaşan, Beykozlularla bire bir sohbet eden insanlardık; masa başında çakılı kalmadık! Tespitlerimizi duygularımızdan arındırarak, yalnızca ortada duran gerçekler üzerinde inşa etmeye çalıştık. Amaçları Beykoz'a hizmet etmekten çok ‘kendi çıkarlarını oluşturmak’ olan birilerinin, tahribat oluşturmak ve yerleşmek istedikleri bölgeleri önceden sezerek, tedbir alınmasını sağlamaya çalıştık.

Çok şükür... Beykoz Halkı da bizim inandığımız gibi Yücel Çelikbilek'e inanarak mutlu sona ulaştı... Ama bu arada insanların Yücel Çelikbilek'e inanmış olmalarının yüzlerine yansımasını fırsata çevirmek isteyen kesimin oluşturduğu büyük bir tehlike daha vardı ve şimdilerde de o çıkarcı kesim hortlama emareleri gösteriyor ki ufukta büyük muhtemel kavgalara davetiye çıkartıyorlar.

Geçmişte, "Beykoz halkını buradan kovacaklar, buraları zenginlere peşkeş çekecekler" diyerek siyaset yapanlar, 2B Yasası'nın Çelikbilek sayesinde Beykoz'a özgü bir hâl almasıyla tükürdüklerini yalamak zorunda kalmışlardır... Ama buna karşın, vatandaş kendi eliyle arsasını satarak kendi isteğiyle Beykoz'u terk etmektedir... Bizler ise Dost Beykoz yazarları olarak buna karşı çıkmaktayız. Beykoz Halkının kendi kazanımlarına sahip çıkarak Beykoz'da kalması gerektiğini savunuyoruz.

Bizler bunu yaparken, ‘birilerinin’ de AK Parti kimliğinin kendilerine sağlamış olduğu imtiyazı kullanarak ‘komisyonculuk’ yapması kabul edilebilir bir şey olmadığı gibi Yücel Çelikbilek'in, "Beykozlu Beykoz'da kalacak" anlayışıyla da ters düşmektedir... Üstelik onlar ki, AK Partili olarak, bu satılan yerlerin daha sonra imar planlarına onay vereceklerdir... Bu imar planları herkesi memnun edecek mi? Eğer etmeyecekse satılmasına aracılık edilen yerlerle ilgili çok büyük tartışmalara yol açacaksınız…

Beykoz sokakları bu dedikodularla çalkalanıyor... Beykoz Halkı, sınıf atlamış olması nedeniyle "Çelikbilek'ten Allah razı olsun" derken, yarın bu imar planlarının ortaya çıkmasıyla birlikte, birilerini ‘Allah belanızı versin!’ demek zorunda bırakmazsınız inşallah.

Komisyonculuk yapacak olanlar lütfen aktif siyaseti bırakıp, emlakçi dükkânı açsın! Siyaseti, üstelik de AK Parti'yi şahsi çıkarları doğrultusunda kullanmasın! Türkiye'nin her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu bir kurumu, böylesi bir zamanda zan altında bırakmasın! Daha önceki yazımda, 2B Yasası’nın ardından yaşanacak sürecin ekonomik anlamda çok cömert olacağını bununda beraberinde büyük tehlikeler getireceğini söylemiştim.

Bu tehlike yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştır. Beyler, "Beykozlu Beykoz'da kalacak" deyip de, kişisel çıkar sağlamak adına aksi istikamette olmayın. Halkın, "Allah razı olsun" dediği ve ona inananların başını yere eğdirmediği Yücel Çelikbilek'i mahcup etmeyin... Bu iş kelle götürür... Sonra demedi demeyin. Sizler bulunduğunuz koltukları birilerinden aldınız ve başkalarına devredeceksiniz. Sizden sonra geleceklerin işini zorlaştırmayın...  

Kim kime ne satmış, kim kimden ne almış bunların bilinmediğini zannetmeyin... Üstelik partinin başında Recep Tayyip Erdoğan'da yokken bence ateşle oynamayın!

Yazarın Yazıları