Ekrem TUNCER
  • 01/01/1970 Son günceleme: 26/08/2014 00:11
  • 10.402

Ülkemiz maalesef Bonzai denilen bir illetin tesiri altına girmiş durumda. Her gün gazeteler ve televizyonlarda bu uyuşturucu maddeyi kullanan gençlerin ölüm, yaralanma veya tribe girme haberleriyle karşılaşmaktayız.

Kurtlar Vadisi’nin de Bononza ismini vererek ‘Pusat’ karakteriyle konuya el atmasından hemen sonra dilden dile dolaşan bu akım; artık aleni olarak konuşulmaya ve tartışılmaya başlandı. Emniyetin, yargının, hükümetin, stk’ların kesin çözüm bulamadığı bu öldürücü maddeye yine Kurtlar Vadisi Pusu dizisiyle mi çare arayacağız? Aylardır yaptığım araştırma sonucu İstanbul’da; Zeytinburnu ve Beykoz’un bu konuda bayağı bir sıkıntıda olduğunu fark ettim. Gençler sigara içer gibi bu maddeyi kullanmaktalar.

Bonzai; maalesef içimi çok kolay ve yapımı da bir o kadar kolay bir madde. Yapımını hiç içmemiş gençler için kötü örnek teşkil etmemesi açısından anlatmayacağım. Ama ailelerin özellikle sigara içen evlatlarına daha dikkat etmeleri için bazı uyarılarım olacak. Bu öldürücü maddenin en yaygın kullanımı;’sigara ucu’ denilen şekilde alınmasıdır. Bir dal sigaranın ucundaki tütün boşaltılır ve yerine bu kimyasal küçük yapraklardan konulur. Karşınızdaki kişi bunu gözünüzün içine baka baka tüketir ve sizde hiçbir şey anlamazsınız. Zamanla bu dozlar artar ve bunu kullanan kişiler; kendilerine hükmedemez, halüsinasyonlar görür, şizofrence davranışlar sergilemeye başlarlar. Sonunda ya kendisini bir çatıdan, bir köprüden atmak suretiyle öldürür veya girdiği ölüm tribi sonucunda kalp krizi geçirerek hayatına son vermiş olur.

İnternette bu illetle ilgili birçok videoya ulaşmanız mümkün. Beni en çok etkileyeni ise; bir binanın çatısına çıkmış, şortlu bir gencin o kadar uyarılara rağmen denize balıklama atladığını zannederek beton zemine kafa üstü çakılması ve ölmesidir. Kullandığı o maddenin tesiriyle şortunu giyiyor ve binanın çatısına çıkıp denize atladığını zannederek sokağın ortasına balıklama atlıyor. Bu illetin insanın beyninde açtığı tahribatı artık siz düşünün. Bir başka etkilendiğim video ise; Bonzai satıcısının dövülmesi görüntüleridir. Bonzai satıcısı tespitime göre yakalandığında o maddeyi kendisi de kullanmış ve sorgulayanlara devamlı yalanlar söylemekte. O resmen siyaha beyaz demekte, ısrarla gerçekleri inkâr etmekte.

Bu maddenin bağımlısının üstünde bunu yakalasanız bile o size bunu öyle bir inkâr eder ki; aklınız havsalanız durur. İçerken yakalasanız;  ilk defa içtiğini size o kadar inandırıcı anlatır ki; bilmeseniz inanacak olursunuz.

Yalan ve agresiflik bu bağımlıların sıklıkla başvurdukları yöntemlerdir. Kimse; ‘benim çocuğum kullanmaz’ demesin! Bir dostum evladının; ‘Baba beni kurtar’ demesiyle bu durumu fark ediyor. Tabi ki kendince ihmalleri olmuş olabilir. Ama bu uyuşturucuya ulaşmak o kadar kolay ve fiyatı da o kadar ucuz ki; ebeveynler bir noktadan sonra çaresiz de kalıyor.

Devletin artık buna bir çare bulmasının vakti geldi de geçiyor. ‘Mücadele edilmiyor mu?’ derseniz; ‘Paralel devlet yapılanmasına’ açtıkları savaş gibi bir eforu bu alanda göremiyoruz.  Bu tehlike PKK terör örgütünden daha fazla can yakar durumdadır. Gerekli önlemler alınmadığı vakit önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Bonzai’den ölen binlerce gençle karşı karşıya kalacağımızdan hiç ama hiç şüpheniz olmasın.

Ben bir birey olarak; elimdeki kısıtlı imkânlarla bu illete, bu illetten nemalanan kan emicilerine savaş açtım. Ama elinde kamu gücü bulunan; belediye başkanları, kaymakamlar, emniyet ve din görevlileri neler yapıyorlar? Öyle polis kamerasıyla yapılan baskınlarla bu işler çözüme kavuşmaz. Gerekli yasal düzenlemelerin ivedi bir şekilde yapılması ve bilimsel çalışmalara önem verilmesi gerekmektedir. Hangi sosyolojik etkenlerle bu illetin kucağına gençlerimiz itilmektedir? Bunun araştırılması ve önlemlerin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir. Belediyelerin bir an önce park, bahçe, kaldırım yapmaktan, reklam afişleri asmaktan başka bu konuya eğilmesi ve gerekli duyarlılığı oluşturması gerekmektedir. Yapılan yatırımların insanlar için olduğunu söyleyenlere sesleniyorum;  Bonzai kullanıcıları insan değil mi?

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da  bu işte sorumluluğu vardır. Vatandaşın cenazesinin 7. Gününde kuran okumaya giden İmamlarımız gelecek zarfın içindeki meblağı düşünmekten başkaca ne işe yarar? Sizin işiniz sadece Cami’de namaz kıldırmak mıdır? İmamlar birey olarak belki yetersiz kalabilirler ama maaşlarına zam almaktan başkaca bir işe yaramayan sendikaları, nasıl bir çalışma başlatabilirler? Buna hiç kafa yordular mı? Bir açıklamaları var mı? Duyarlı bazı imamlarımız var. Bu tehlikeyi dile getiriyorlar. Ama onlar da çaresiz kalıyor. Çünkü organize bir çalışma yapılmış değil.

Ailelerinde evlatlarını bu yasal düzenlemeler yapıldıktan sonra cezalardan korumaya çalışmaması gerekir. Herkese kendi evladı kıymetlidir. Ama bir neslin mahvolacağı böylesi büyük bir tehlikeye karşı; kendi çocuklarımızın feda edilmesi gerekiyorsa bunu yapmalıyız. ‘Bekara karı boşamak kolaydır’ ifadesini hatırlayarak bu cümleleri kuruyorum. Bugün kendi evladınızı koruduğunuzu zannedersiniz. Ama yarın torunlarınızın hayatlarını karartmış olursunuz.

13 yıldır iktidarda olan AK Parti yetkililerine sesleniyorum: Sizin işbaşına geldiğiniz yılda doğan çocuklar şuanda bu uyuşturucunun pençesine düşmüş durumdalar. Doğrudur; sağlıkta, özgürlük alanlarında, ekonomide, kamu hizmetlerinde, sosyal yardımlarda vs. çok büyük atılımlar yaptınız. Büyük eserler ortaya koydunuz. Ama bonzai kullanan gençler de sizin eserinizdir. ALLAH bunun hesabını size soracaktır. Benim bu ifadem ağrınıza gidebilir, ‘Ne alaka?’ diyebilirsiniz. Küçümseyen gözlerle bakabilirsiniz. Sizden önce de uyuşturucu vardı ama böylesi kolay ulaşılanı ve böylesi rahat içileni yoktu.  2023’te önlem alınmazsa; her sokakta denize atladığını zanneden gençlerimizin cesetleriyle karşılaşıyor olacağız.

Beykoz’da Şişe cam Fabrikası’nın karşısında, Paşabahçe İskelesi’nde, Belediye’nin önünde, Kavacık Orhan Veli Kanık Parkı’nda, Hisar’da kale ve çevresinde, tarihi çayırda vs.. bu maddeler, sigara parasına satılmakta. Son günlerde geçici bir azalma görülse de maalesef Emniyet’in de bildiği bu yerlerde, bonzai ve diğer uyuşturucuları kullanan ve satan gençlerimiz cirit atmaktalar.

İlçemizdeki sorunları sayarken başa koyduğumuz ‘mülkiyet’ probleminden daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Tapularımızı alıyoruz ama geleceğimizin tapusu olan gençlerimizi kaybediyoruz. Nasıl ki; Belediye Başkanı’mız, mülkiyet probleminin çözümünde çok önemli bir gayret sarf etmişlerse; şimdi de; Müftülüğümüz, Emniyetimiz ve sivil bir inisiyatif ile bu işe el atmalıdır diye düşünüyorum. Nasıl ki ‘mülkiyet’ meselesinde kanunen Yücel Çelikbilek’i bağlayan bir durum yokken bu durumu çözüme kavuşturmak için ateşten bir gömlek giymişse; şimdi de daha fazlasını yapmasını bir genç olarak kendisinden bekliyorum. Benim tanıdığım Yücel Başkan; Beykoz’dan başlayacak böylesi önemli bir akıma, ağabeylik yapabilecek güçte, inançta ve liyakatte bir kişidir.

Doğru anlaşılabilmek umuduyla…

Yazarın Yazıları