Prof. Dr. Faruk ŞEN
  • 01/01/1970 Son günceleme: 27/12/2014 23:11
  • 8.158

40 yıllık bir aradan sonra büyüdüğüm, bölgeme, Kanlıca’ya geri döndüm. Dedemden kalan eski evimde oturuyorum ve Belediye’nin çalışmalarını her açıdan yakından takip ediyorum.

İstanbul’umuzun 39 ilçesi var. En fazla yeşil alana sahip olan ve en güzellerinden biri diyebileceğimiz Beykoz, aynı güzelliğini koruma savaşı veriyor. Herhalde 2015 yılında UNESCO’dan gelecek fonla Yoros Kalesi'nin yenilendiğini göreceğiz. Fakat göremeyeceğimiz şeyler de var.

Beykoz Fen İşleri keyfine göre veya başka nedenlerle belirli bölgeleri güzelleştirirken, belirli bölgeleri ihmal ediyor. Fen İşleri herhalde yağcılıktan veya başka nedenlerden dolayı Orman İdaresi'nden Mihrabat Korusu'na kadar yol dört dörtlük yaparken, hemen bitiminde olan Fıstıklı Yokuşu’nu delik-deşik bir halde bırakıyor. Kötü yarım bir asfalt, inişli çıkışlı bir yol. Beykoz Belediyesi bununla pek ilgilenme gereğini duymuyor. Herhalde müdür kendisine ait inşaat şirketinden başı kaldırıp, bu işlere zaman ayıramıyor. Bu da Beykoz’un bir ayıbı olarak devam ediyor. Aynı Fen İşleri'nin 9 yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Beykoz Belediyesi'ne 'gelir getirsin' diye tahsis edilen Kanlıca’daki Çınaraltı Kafetaryası'nı direkt veya indirekt olarak işletiyor ve Belediye nedense bu konuda kendisinden bir kuruş işgaliye parası almıyor! Şu anda çok önemli kuruluşlar buraya ayda 10 bin-15 bin TL ödeyerek işletmeyi almak için caba gösteriyorlar. Herhalde bu işlerin çözümü yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde bitiyor. Büyük bir Belediye’nin yeni Genel Sekreteri bu konulara çare bulacağı sözünü vermiş bulunuyor.

Kavacık’ın yol sorunu

Diğer düzelmesi gereken bir nokta Kanlıca’dan Kavacık’a ikinci köprüye çıkan yolun trafikteki keşmekeşi. Bugün inanın İstanbul’da 4. Levent’ten Şişli’ye olan trafik keşmekeşi Kavacık’ın çıkışının yanında çok az kalıyor. Nedense bu konu hiç ele alınmıyor ve Kanlıca’dan yola çıkan bir kişi, ikinci köprüye varmak için en azında 25 dakika harcıyor. Büyükşehir Belediye’nin ve Karayollarıyla buna kısa zamanda bir çare bulması şart. Yine aynı şekilde Kavacık civarında yapılan kaldırımlar ve park yerlerinin hepsinde bir çıkıntı yapılmış. Bu çıkıntının amacı herhalde projeyi veren ve projeyi alan kişilerin dışında kimse bilemiyor. Hiç anlamı olmayan, ışıkları hemen kırılan bu çıkıntılarda, şimdiye kadar birçok araba kaza yapmış bulunuyor.

Buna karşılık Beykoz’un iyi yönlerinden de bahsetmemizde yarar var, Belediye Başkanı iyi niyetli, olayların üstüne giden bir kişi. Belirli bölgelere ağırlık veriyor, belirli bölgeler bu ağırlıktan yeteri kadar nasibini alamıyorlar. Kanlıca Mahallesi de bunların başında geliyor.

Bugünkü yazımı biraz Kanlıca’ya bağlıyorum. Nedense, her geçen gün daha fazla ünlünün gelip yer aldığı ve piyasa değeri her geçen gün artan Kanlıca’nın diğer bir kusuru da yalıların yanındaki boşluk arazilerine demir çit çekerek, halkın girmelerine mani olmalarına yönelik... Çubuklu’dan Agio Oteli'nden sonra başlayan yalıların ilk başta Necmettin Erbakan’ın yalısı olmak üzere daha sonra eski Erol Simavi yalısının yanı ve Sanovel'in yalılarının yanındaki bölgeler, denize girilebilinecek ve hava alınabilinecek yerler kapanmış durumda… Duvarların yüksekliği ise 2 ila 2 buçuk metre yüksekliğinde! Hâlbuki kanunlara göre halkın denizi her açıdan görebilmesi için bu duvarların 1 metre 20 santimetreyi geçmemesi lazım. Bunlara da el atıldığı takdirde benim ilçem daha yaşanabilir bir hale getirilir.

Beykozlular bunu hak ediyorlar. Bu bölgenin güzelliklerini bilenler ilk olarak büyük bir iştahla bölgemize geliyorlar, daha sonra hayal kırıklığına uğramamalarını önlememiz lazım.

Yazarın Yazıları